TR2023000876A2 - Transvers mi̇yeli̇t hastaliğinin i̇laç tedavi̇si̇nde kullanilmak üzere geli̇şti̇ri̇len kompozi̇syon - Google Patents

Transvers mi̇yeli̇t hastaliğinin i̇laç tedavi̇si̇nde kullanilmak üzere geli̇şti̇ri̇len kompozi̇syon

Info

Publication number
TR2023000876A2
TR2023000876A2 TR2023/000876 TR2023000876A2 TR 2023000876 A2 TR2023000876 A2 TR 2023000876A2 TR 2023/000876 TR2023/000876 TR 2023/000876 TR 2023000876 A2 TR2023000876 A2 TR 2023000876A2
Authority
TR
Turkey
Prior art keywords
disease
tamoxifen
transverse myelitis
drug treatment
developed
Prior art date
Application number
TR2023/000876
Other languages
English (en)
Inventor
Teker Kami̇l
Original Assignee
Teker Kami̇l
Filing date
Publication date
Application filed by Teker Kami̇l filed Critical Teker Kami̇l
Publication of TR2023000876A2 publication Critical patent/TR2023000876A2/tr

Links

Abstract

Bu buluş; Transvers Miyelit hastalığının ilaç tedavisinde kullanılmak üzere geliştirilmiş bir kompozisyon ile ilgili olup; Efloxate (1), Clindamycin (2), Magnezyum sülfat (3), Sulfonamidler (4), Lincomycin (5), Tamoxifen (6), Dipyrocetyl (7), Melatonine (8) ve Piperazine (9) kısımlarını içermektedir.

Description

TARIFNAME TRANSVERS MIYELIT HASTALIGININ ILAÇ TEDAVISINDE KULLANILMAK ÜZERE GELISTIRILMIS BIR KOMPOZISYON Bu bulus: Transvers miyelit (TM) ilaç tedavisinde kullanilmak üzere gelistirilmis bir kompozisyon ile ilgili olup; Efloxate, Clindamycin, Magnezyum, Sulfonamidler , Lincomycin, Tamoxifen, Dipyrocetyl, Melatonine ve Piperazine kisimlarindan olusmaktadir. Transvers miyelit ( TM ), omuriligin iltihaplandigi nadir bir nörolojik durumdur. Enine, iltihabin omurilik boyunca yatay olarak uzandigini ima eder. Kismi transvers miyelit ve kismi miyelit, bazen omuriligin genisliginin yalnizca bir kismini etkileyen iltihabi belirtmek için kullanilan terimlerdir. TM'nin altinda yatan neden bilinmemektedir. TM'de görülen omurilik iltihabi, çesitli enfeksiyonlar, bagisiklik sistemi bozukluklari veya miyelin kaybiyla sinir liflerinde hasar ile iliskilendirilmistir. Sadece beyaz cevheri etkileyen lökomiyelitin aksine, omuriligin tüm kesitini etkiler. Sinir sisteminde elektriksel iletkenligin azalmasiyla sonuçlanabilir. Teknigin Bilinen Durumu TM heterojen bir durumdur, yani tanimlanmis birkaç neden vardir. Bazen Transvers miyelit spektrum bozukluklari terimi kullanilir. Hastalarin % 60'inda neden idiyopatiktir. Nadir durumlarda meningokokal menenj it ile iliskili olabilir. TM'nin diger nedenleri arasinda enfeksiyonlar, bagisiklik sistemi bozukluklari ve demiyelinizan hastaliklar bulunur. TM ile iliskili oldugu bilinen viral enfeksiyonlar arasinda HIV, herpes simpleX, herpes zoster , sitomegalovirüs ve Epstein-Barr bulunur. Zika virüsü ve Bati Nil virüsü gibi Flavivirüs enfeksiyonlari da iliskilendirilmistir. Transvers miyelitin viral birlikteligi, enfeksiyonun kendisinden veya ona verilen yanittan kaynaklanabilir. TM ile iliskili bakteriyel nedenler arasinda Mycoplasma pneumoniae, Bartonella henselae ve Lyme hastaligina neden olan Borrelia türleri. Lyme hastaligi, akut transvers miyelit vakalarinin küçük bir yüzdesinde (yüzde 4 ila 5) görülen nöroborelyoza yol açar. Ishale neden olan bakteri Campylobacter jejuni de transvers miyelitin bildirilen bir nedenidir. Diger iliskili nedenler arasinda helmint enfeksiyonu sistozomiyazisi, omurilik yaralanmalari, omuriligin damarlarindan kan akisini engelleyen vasküler bozukluklar ve paraneoplastik sendrom bulunur. Etkilenen omurilikteki sinirleri çevreleyen yagli miyelin kilifinin bu ilerleyici kaybi, enfeksiyonlarin ardindan veya multipl skleroz nedeniyle belirsiz nedenlerle ortaya çikar. Enfeksiyonlar, dogrudan doku hasari veya immün aracili enfeksiyonla tetiklenen doku hasari yoluyla TM'ye neden olabilir. Mevcut lezyonlar genellikle inflamatuardir. Omurilik tutulumu, tipik olarak kordu yamali bir sekilde etkileyen multipl skleroz ile karsilastirildiginda genellikle merkezi, tek tip ve simetriktir ve lezyonlar genellikle periferiktir. Akut TM'deki lezyonlar çogunlukla omurilikle sinirlidir ve merkezi sinir sistemindeki diger yapilar tutulamaz. Bulusun Açiklamasi TM için prognoz, 3 ila 6 ay içinde iyilesme olup olmadigina baglidir. Bu süre içinde herhangi bir gelisme olmazsa tam iyilesme olasi degildir. Eksik kurtarma hala gerçeklesebilir; ancak agresif fizik tedavi ve rehabilitasyon çok önemli olacaktir. TM'li kisilerin üçte biri tam iyilesme yasar, üçte biri orta düzeyde iyilesme yasar, ancak Spastik yürüyüs gibi önemli nörolojik defisitlere sahiptir. Son üçüncü, hiçbir iyilesme yasamaz. TM insidansi yilda 1 milyonda 4,6'dir ve erkek ve kadinlari esit olarak etkiler. TM herhangi bir yasta ortaya çikabilir, ancak 10 yas, 20 yas ve 40 yasindan sonra pik yapar. Erken tedavi edilirse, bazi insanlar tam veya tama yakin bir iyilesme yasarlar. Tedavi seçenekleri de altta yatan nedene göre degisir. Bir tedavi seçenegi plazmaferez içerir. TM'den iyilesme bireyler arasinda degiskendir ve ayni zamanda altta yatan nedene de baglidir. Bazi hastalar, baslangici takiben 2 ila 12. haftalar arasinda iyilesmeye baslar ve iki yila kadar iyilesmeye devam edebilir. Diger hastalar asla iyilesme belirtileri göstermeyebilir. TM için prognoz, 3 ile 6 ay içinde iyilesme olup olmadigina baglidir. Bu süre içinde herhangi bir gelisme olmazsa tam iyilesme olasi degildir. Eksik kurtarma hala gerçeklesebilir; ancak agresif fizik tedavi ve rehabilitasyon çok önemli olacaktir. TM'li kisilerin üçte biri tam iyilesme yasar, üçte biri orta düzeyde iyilesme yasar, ancak Spastik yürüyüs gibi önemli nörolojik defisitlere sahiptir. Son üçüncü, hiçbir iyilesme yasamaz. TM insidansi yilda 1 milyonda 4,6'dir ve erkek ve kadinlari esit olarak etkiler. TM herhangi bir yasta ortaya çikabilir, ancak 10 yas, 20 yas ve 40 yasindan sonra pik yapar. Transvers miyelit (TM), teshisi konanlarin hastalarin tedavisinin dogru ve uygun yeterlikte ilaçlarla yapilmadigini düsünüyoruz. Gelistirdigimiz tedavi protokolü ile erken dönem teshis edilen hastalarin tamamen iyilesebilecegini öngörüyoruz. Transvers miyelit (TM), gerek is kaybi, gerek tedavi maliyeti ve gerekse bulundugu aile ve çevresi için psikolojik olmaya devam etmektedir. Transvers miyelit ( TM ), nedeniyle etkilenen hastalarin hayati boyunca az veya çok hareket kusurlari ile yasamak zorunda kalmaktadir. Kronik etkileri nedeniyle Transvers miyelit ( TM), gerek is kaybi, gerek tedavi maliyeti ve gerekse bulundugu aile ve çevresi için büyük huzursuzluk sebebi olmaya devam etmektedir. Özellikle Transvers miyelit (TM), maruz kalan hastalara fiziksel rehabilitasyon uygulamalari ile birlikte en kisa sürede bizim gelistirdigimiz tedavi protokolü ile tedavi edilirlerse hastaya çok büyük fayda saglanacaktir ve hastalarin herhangi bir enfeksiyon hastaligindan kurtulmalari gibi sifa bulabileceklerdir. Tedavi protokolünün, uygulanmasi sinirli bir süreyi kapsamaktadir. Hasta hayati boyunca bir takim ilaçlari kullanmaktan kurtulacaktir. Transvers miyelit (TM), maruz kalan hastalarinin gerek fiziksel rehabilitasyon ve gerek tibbi destek tedavilerinin ve gerekse is gücü kayiplari önlenebilecektir. Bunun yaninda bizim gelistirdigimiz tedavi protokolünün ile Transvers miyelit (TM) hastalarinda zamanla gelisen komplikasyonlarin önlenmesi mümkün olabilecektir. Bunun yaninda hastanin aktif çalisma hayatina dahil olmasi gerek is gücü kaybi önlenebilecek, gerekse sigorta tedavi maliyetleri çok azalacaktir. Aile ve ülke ekonomisine verdigi kayiplar önlenebilecektir. Tedavi protokolünün, uygulanmasi sinirli bir süreyi kapsamaktadir. Hasta hayati boyunca ilaç kullanmaktan kurtulacaktir. Hasta çalisma hayatina devam edebilecektir. Hastaligin ilerlemesi durdurularak hastalarin Transvers miyelitten (TM), kurtulmasi mümkündür. Hastalarin yasamlari boyunca ilaç kullanmalarinin önüne geçilecektir. Bu nedenle sürekli ilaç kullanmanin getirdigi ilaçlara bagli yan etkiler önlenebilecektir. Hastalarin çalisma hayatlarindaki yasam kaliteleri yasina uygun olacak ve hastalarin çalisma hayatindaki mesai kayiplarina bagli ekonomik kayip bertaraf edilecektir. Transvers miyelit (TM), aile ve çevresi üzerindeki psikolojik yük ortadan kalkacaktir. Transvers miyelit (TM), tedavisinde önerdigimiz kompozisyon: Efloxate (1), Clindamycin (2), Magnezyum (3), Sulfonamidler (4), Lincomycin (5), Tamoxifen (6), Dipyrocetyl (7), Melatonine (8) ve Piperazine (9) kisimlarindan olusmaktadir. Bizim önerdigimiz Transvers miyelit (TM), ilaç tedavisinde kompozisyon kullanim süresi hastaligin evresine göre 2 - 3 ay süre verilebilir. KOMPOZISYONUN BILESENLERI ASAGIDA LISTELENDI. l. EIloxate, EIloxate, 1959 yilinda Italya'da Recordati tarafindan gelistirilen ve anjina pektoris tedavisinde kullanilan bir koroner vazodilatördür. Ilaç artik pazarlanmiyor. Khellin adi verilen 2 - metil - 5,8 - dimetoksi - 6,7 - (2'3' - furano) kromon yapisindaki bilesigin spazmolitik etkisinin kromon halkasindan ileri gelebilecegi düsüncesinden hareketle "Flavon" (= 2-fenil kromon) bilesikleri üzerindeki sentez çalismalari sirasinda "EIloxate, Recordil" isimleri ile taninan, 7 - Flavonoksi - asetik asit etil esterine ulasilmistir. Bu bisikteki Ilavon halkasi yerine "Flavanon" halkasi ele alinip 7. konumda olusturulan serbest -OH grubu üzerinden, - bromo - sübstitüe asetik asit etil esterlerinin eter türevleri sentezlenmis ve elde edilen ürünlerin EIloxate referans alinarak, asetilkolin, BaCl 2 ve histamin agonistlerine karsi spazmolitik etkileri incelenmistir. Bu incelemeler sonucu bazi türevlerin her üç agoniste karsi bu kez 7. konumdaki grubun sabit tutularak B halkasindan yapilacak sübstitüsyonun ayni aktivitedeki etkisini arastirmayi düsündürmüstür. Böylece B halkasindan, p-metoksi grubu içeren türevler sentezlenerek spazmolitik açidan incelenmeleri amaçlanmistir. Uyusuklukla iliskili kinaz ailesinin (NAK) üyeleri olan adaptörle iliskili kinaz l (AAKl) ve siklin G ile iliskili kinaz (GAK), SARS-CoV-Z'ye karsi diger iki ilginç ilaç hedefini temsil eder. Vazodilatör eIloksat için hiçbir antiviral aktivite bildirilmemistir. Sanal taramamiz, bu ilacin erken endozom girisinde yer alan AAKl ve GAK kinazlarini potansiyel olarak inhibe edebilecegini göstermektedir. AAKl kinazinda önerilen eIloksatin (EFX) baglanma modu surada rapor edilmistir: Bilesik, AAKl'in katalitik alanina derinlemesine sokulur ve C129'un omurga nitroj eni ve Ql33 ile hidrojen bagi etkilesimleri olusturur. 2. Klindamisin, Klindamisin, hassas organizmalarin neden oldugu bakteriyel enfeksiyonlar için oral, topikal ve parenteral olarak kullanilan genis spektrumlu bir antibiyotiktir. Klindamisin, nadir görülen akut karaciger hasari vakalariyla iliskilendirilmistir. Klindamisin , osteomiyelit (kemik) veya eklem enfeksiyonlari , pelVik inflamatuar hastalik , strep bogaz , pnömoni , akut orta kulak iltihabi (orta kulak enfeksiyonlari) ve endokardit dahil olmak üzere bir dizi bakteriyel enfeksiyonun tedavisinde kullanilan bir antibiyotik ilaçtir . Klindamisin, ana bilesik lincomycin'in kimyasal modifikasyonu ile üretilen yari sentetik genis spektrumlu bir antibiyotiktir. Lincosamide sinifindandir ve bakterilerin protein yapmasini engelleyerek çalisir. Klindamisin, peptidil-tRNA'yi bakteriyel ribozomdan ayirir, böylece bakteriyel protein sentezini bozar. Klindamisin bir Linkosamid Antibakteriyeldir. Klindamisinin fizyolojik etkisi, Azalmis Yag Bezi Aktivitesi ve Nöromüsküler Blokaj yoluyladir. Klindamisin, süksinilkolin ve veküronyum gibi nöromüsküler bloke edici ilaçlarin etkilerini uzatabilir. Klindamisinin baslica bakteriyostatik etkisi vardir. Daha yüksek konsantrasyonlarda bakterisidal olabilir. Makrolidlere benzer sekilde ribozomal translokasyonu inhibe ederek bakteriyel bir protein sentezi inhibitörüdür. Bunu, bakteriyel 508 ribozom alt biriminin rRNA'sina baglanarak, digerlerinin yani sira oksazolidinon, pleuromutilin ve makrolid antibiyotiklerin baglanma bölgeleriyle örtüserek yapar. 3. Magnezyum, Magnezyum, kabizlik, hazimsizlik, magnezyum eksikligi ve preeklampsi gibi birçok amaçla kullanilan bir ilaçtir. Magnezyum bir alkalin toprak metali olarak siniflandirilir ve hidrasyon kabuguna sahiptir. Element, hidrosferde ve dolomit ve magnezyum karbonat gibi mineral tuzlarda bol miktarda bulunabilir. Yaygin magnezyum kaynaklari arasinda findik (kaju fistigi, yer fistigi, badem), fasulye, muz, elma, havuç, brokoli ve yaprakli yesillikler bulunur. Magnezyum önemli bir enzim kofaktörüdür ve çesitli metabolik süreçler için gereklidir. Ayrica, mineral kan basincini düzenlemeye yardimci olur ve diger bazi isleVlerin yani sira RNA, DNA ve protein sentezi için gereklidir. Magnezyumun önemine ve çesitli gida kaynaklarindan bulunabilmesine ragmen, gelismis bati ülkelerinde yasayan yetiskinlerin tahminen % 56 ile 68'i önerilen günlük magnezyum alimini (RDI) karsilamiyor. Gida isleme ve sebze pisirme (normalde zengin bir magnezyum kaynagi olan) gibi çesitli faktörler ve yaygin davranislar, diyetteki magnezyumun kullanilabilirligini azaltir. Tipta çesitli magnezyum tuzlari laksatif ve antiasit ürünlerde kullanilabilmektedir. Örnegin, magnezyum sitrat reçetesiz satilmaktadir ve ara sira meydana gelen kabizligi yönetmek için kullanilabilir. Magnezyum sülfat, hipomagnezemiyi tedaVi etmek için tek basina veya total parenteral beslenme ile birlikte kullanilabilir. Magnezyum sülfat ayrica preeklampsili hamile kadinlarda nöbetleri önlemek ve eklampsi ile iliskili nöbetleri yönetmek için endikedir. Magnezyum, kan basinci, insülin metabolizmasi, kas kasilmasi, vazomotor tonus, kardiyak uyarilabilirlik, sinir iletimi ve nöromüsküler iletim dahil olmak üzere çesitli bedensel süreçlerin düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Homeostatik magnezyum seViyelerindeki bozulmalar (genellikle hipomagnezemi) sinir sistemini, kaslari etkileyebilir veya kardiyak anormalliklere yol açabilir. Magnezyum, en az 300 enzim için bir kofaktördür ve asagida tanimlanan bazi temel islemlerle birlikte Vücuttaki çesitli isleVler için önemlidir. Çalismak için magnezyuma dayanan enzimler, oksidatif fosforilasyon, glikoliz ve ATP metabolizmasi yoluyla enerji üretilmesine yardimci olur. Ayrica sinir fonksiyonu, kas kasilmasi, kan sekeri kontrolü, hormon reseptör baglanmasi, protein sentezi, kardiyak uyarilabilirlik, kan basinci kontrolü, kalsiyum kanallarinin kaplanmasi ve transmembran iyon akisi ile ilgilidirler. ADP (adenozin difosfat) ve inorganik fosfattan ATP'nin (adenozin trifosfat) aktif formunu üretmek için gerekli oldugundan ve enerji açisindan zengin molekül için bir karsi iyon gibi davrandigindan, mitokondriyal hücre içi bosluk magnezyum açisindan zengindir. Ek olarak, ATP metabolizmasi için magnezyum gereklidir. 4. Sülfonamidler Organik kimyada, sülfonamid fonksiyonel grubu ( sülfonamid olarak da yazilir ), R -S(=O) 2 - NR2 yapisina sahip bir organosülfür grubudur. Bir amin grubuna ( -NH2 ) bagli bir sülfonil grubundan ( O=S=O ) olusur. Tipta , "sülfonamid" terimi bazen sülfanilamidin bir türeVi veya varyasyonu olan sülfa ilaci ile esanlamli olarak kullanilir. Ilk sülfonamid 1932'de Almanya'da kesfedildi. Sülfonamid, sülfonamidler , sülfa ilaçlari veya sülfa ilaçlari olarak adlandirilan çesitli ilaç gruplarinin temelini olusturan fonksiyonel bir gruptur (bir molekülün parçasi) . Orijinal antibakteriyel sülfonamidler, sülfonamid grubu içeren sentetik (antibiyotik olmayan) antimikrobiyal maddelerdir. Bazi sülfonamidler ayrica antibakteriyel aktiviteden yoksundur, örnegin antikonvülsan sultiame. Sülfonilüreler ve tiazid diüretikler, antibakteriyel sülfonamidlere dayanan daha yeni ilaç gruplaridir. Bakterilerde, antibakteriyel sülfonamidler, folat sentezinde yer alan bir enzim olan dihidropteroat sentaz (DHPS) enziminin rekabetçi inhibitörleri olarak islev görür. Sülfonamidler bu nedenle bakteriyostatiktir ve bakterilerin büyümesini ve çogalmasini engeller, ancak onlari öldürmez. Insanlar, bakterilerin aksine, diyet yoluyla folat ( B9 vitamini Sülfonamidler, alerj ileri ve öksürügü tedavi etmek için kullanilir, ayrica antifungal ve antimalaryal fonksiyonlara sahiptir. Parça ayni zamanda antimikrobiyal olmayan diger ilaçlarda da mevcuttur; bunlara tiazid diüretikler ( digerlerinin yani sira hidroklorotiyazid , metolazon ve indapamid dahil), loop diüretikler ( furosemid , bumetanid ve torsemid dahil ), asetazolamid , sülfonilüreler ( glipizid , gliburit , digerleri arasinda) ve bazi COX-2 inhibitörleri (örn . selekoksib ). . Lincomycin, Lincomycin, yalnizca ciddi enfeksiyonlarin tedavisi için belirtilen bir antibiyotiktir ve tipik olarak penisilin alerjisi durumlarinda veya penisilinin uygun olmadigi durumlarda kullanim için ayrilmistir. Lincomycin, ilk olarak Lincoln, Nebraska'daki toprak bakterisi Streptomyces lincolnensis'ten izole edilen bir linkozamid antibiyotiktir. Lincomycin, Streptomyces lincolnensis'ten dogal bir fermantasyon ürünü olarak türetilen bir linkozamid antibiyotiktir. Klindamisin gibi linkomisin de Gram-pozitif kok ve basillerin yani sira Gram-negatif koklara ve Haemophilus spp. Anaerobik bakterilere karsi da etkilidir, ancak bu baglamda klindamisin genellikle daha güçlüdür. Lincomycin, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz, eritema multiforme ve akut jeneralize ekzantematöz püstüloz gibi siddetli kutanöz asiri duyarlilik reaksiyonlari ile iliskisi ve Clostridium difficile'yi çökeltme potansiyeli nedeniyle dikkatli kullanilmalidir. Bu nedenle yasli hastalarda, gastrointestinal hastalik öyküsü olan kisilerde ve astim veya önemli alerji öyküsü olan kisilerde kullanildiginda özel dikkat gösterilmelidir. Lincomycin, diger linkozamidler gibi L-Pro-Met-tRNA'nin 3' ucunun yapisal bir analogu olarak islev gören ve deasile edilmis-seker parçasi a-metiltiolinkozamin (a-MTL) ile baglantili olagandisi amino asit grubu propil higrik asit içerir. tRNA, SOS bakteriyel ribozomal alt birimin 23S rRNA'si ile etkilesime girer. Ilgili linkozamid klindamisinin mekanizmasina iliskin ayrintili arastirmalar, birkaç saniye boyunca dengede P bölgesine dogru bir kayma ile aninda A bölgesine iki fazli bir baglanma önermistir. Bu kaymanin propil higrik asit kisminin dönüsünden kaynaklandigi görülürken a-MTL nispeten sabit kalir. Lincomycin'in Staphylococcus aureus'un SOS ribozomal alt birimi ile kompleks halindeki son kristal yapilari, olusturdugunu, propil higrik asit grubunun ise yalnizca van der Waals temaslari, klindamisine benzer sekilde dönmenin serbest olabilecegini öne sürüyor. Bu mekanizma, makrolidleri ve streptogramin B'yi (MSLB direnci) de etkileyen en yaygin direnç mekanizmasinin A2058'in metilasyonunu içerdigi gözlemiyle desteklenir; diger direnç mekanizmalari benzer sekilde 6. Tamoxifen, Tamoxifen, kadinlarda meme kanserini önlemek ve kadinlarda ve erkeklerde meme kanserini tedaVi etmek için kullanilan seçici bir östrojen reseptör modülatörüdür. Seçici bir östrojen reseptör modülatörüdür (SERM) ve meme kanseri hücrelerinin büyümesini azaltarak çalisir. Trifeniletilen bilesiklerinin bir üyesidir. Tamoksifen, dismenore hastalarinda kan akisini iyilestirmek, uteruskontraktilitesini ve agriyi azaltmak için etkili bir sekilde kullanilmistir. Tamoksifen, anovulatuar bozuklugu olan kadinlarda kisirligi tedaVi etmek için yumurtlama indüksiyonu için kullanilir. Tamoksifen, infertilitesi olan erkeklerde hipotalamik-hipofiz-gonadal ekseni (HPG ekseni) ER antagonizmasi yoluyla disinhibisyon yaparak ve böylece lüteinizan hormon (LH) ve folikül uyarici hormon (FSH) salgilanmasini ve testiküler testosteron üretimini artirarak dogurganligi iyilestirir. Tamoksifen, menopoz öncesi ve sonrasi kadinlarda hem erken hem de ileri östrojen reseptörü pozitif (ER-pozitif veya ER+) meme kanseri tedavisinde kullanilir. Tamoksifenjinekomastiyi önlemek ve tedaVi etmek için kullanilir. Tamoksifen, örnegin McCune-Albrightsendromu nedeniyle hem kizlarda hem de erkeklerde periferik erken ergenligin tedavisinde yararlidir. Erken ergenlige sahip kizlarda büyüme hizini ve kemik olgunlasma hizini azalttigi ve dolayisiyla bu bireylerde nihai yüksekligi iyilestirdigi bulunmustur. Tamoksifen, seçici bir östrojen reseptör modülatörü (SERM) veya östrojen reseptörlerinin (ER'ler) kismi bir agonisti olarak görev yapar. Dokuya göre farklilik gösteren etki profili ile karisik östrojenik ve antiöstrojenik aktiviteye sahiptir. Örnegin, tamoksifen, gögüslerde agirlikli olarak antiöstrojenik etkilere, ancak rahim ve karacigerde agirlikli olarak östrojenik etkilere sahiptir. Gögüs dokusunda tamoksifen, östrojene yanit veren genlerin transkripsiyonu inhibe edilecek sekilde bir ER antagonisti gibi davranir. Tamoksifenin faydali bir yan etkisi, bu hücre tipinde bir ER agonisti olarak hareket ederek (yani östrojen etkilerini taklit ederek) kemik kaybini önlemesidir. Bu nedenle osteoklastlariinhibe ederek osteoporozu önler. Tamoksifen, tümör hücrelerinde ve diger doku hedeflerinde ER'ye yarismali olarak (endojenagonist östrojene göre) baglanir ve DNA sentezini azaltan ve östrojen etkilerini engelleyen bir nükleer kompleks üretir. Gögüs ve diger dokulardaki baglanma bölgeleri için östrojen ile rekabet eden güçlü antiöstrojenik özelliklere sahip nonsteroidal bir ajandir. Tamoksifen, hücrelerin hücre döngüsünün G 0 ve G 1 fazlarinda kalmasina neden olur. (Ön)kanserli hücrelerin bölünmesini engelledigi, ancak hücre ölümüne neden olmadigi için tamoksifensitosidalden ziyade sitostatiktir. Tamoksifen, ER'ye baglanir, ENtamoksifen kompleksi, yardimci baskilayicilar olarak bilinen diger proteinleri alirvekompleks daha sonra gen ekspresyonunu modüle etmek için DNA'ya baglanir. Bu proteinlerin bazilari NCoR ve SMRT'yi içerir. Tamoksifen islevi, büyüme faktörleri de dahil olmak üzere bir dizi farkli degisken tarafindan düzenlenebilir. Tamoksifen'in ErbB2/HER2 gibi büyüme faktörü proteinlerini bloke etmesi gerekir, çünkü tamoksifene dirençli kanserlerde yüksek ErbB2 seviyelerinin meydana geldigi gösterilmistir. Tamoksifen , tamantikanser etkisi için bir protein PAX2 gerektiriyor gibi görünüyor. Yüksek PAX2 ekspresyonu varliginda, tamoksifen/ER kompleksiproliferatif ERBBZ ekspresyonunu baskilayabilirprotein. Buna karsilik, AIB-l ekspresyonu PAX2'den daha yüksek oldugunda, tamoksifen/ER kompleksi, ERBBZ ekspresyonunu yukari regüle ederek meme kanseri büyümesinin uyarilmasina neden olur. Tamoksifenin rekabetçi bir ER ligandi olarak dogasi geregi, östrojen seviyelerindeki bu artis, tamoksifeninantiöstrojenik etkinligine müdahale etmeye yatkindir. Tamoksifenin meme kanseri Ki-67 ekspresyonu üzerine etkileri, seks hormonu baglayici globulin (SHBG) seviyeleri ve IGF-l seviyeleri, meme kanserli kadinlarda 1 ila 20 mg/gün doz araliginda doza bagimlidir. Tamoksifenin, kadinlarda ve erkeklerde insülin benzeri büyüme faktörü l (IGF-l) düzeylerini östrojenlerin ve SERM'lerin iyi bilinen bir etkisidir. 10 mg/gün tamoksifen dozu, IGF-l düzeylerini baskilamada neredeyse 20 mg/gün dozu kadar etkilidir. Tamoksifenin bir baska aktif metaboliti olan norendoksifenin (4-hidroksi- N , N - didesmetiltamoksifen), güçlü bir rekabetçi aromataz inhibitörü ( IC50 = 90 nM) olarak hareket ettigi bulunmustur ve ayrica tamoksifeninantiöstroj enik aktivitesinde rol oynayabilir. Bir SERM olarak aktivitesine ek olarak, tamoksifen güçlü ve seçici bir protein kinaz C inhibitörüdür ve bu açidan terapötikkonsantrasyonlarda aktiftir. Bu etkinin, bipolar bozuklugun tedavisinde tamoksifenin etkinliginin altinda yattigi düsünülmektedir. Tamoksifen, bir P-glikoprotein inhibitörüdür. Tamoksifen, trifeniletilen ailesinin nonsteroidal bir SERM'sidir ve yapisal olarak dietilstilbestrol benzeri östrojenlerden ve klorotrianisen ve etamoksitrifetol gibi antiöstroj enlerden türetilmistir. 2007'de bir in vitro çalisma ve daha sonra 2008'de bir in vivo çalisma, tamoksifenin büyüme plakasi kondrositlerindeapoptozu indükledigini, serum insülin benzeri büyüme faktörünü azalttigini göstermistir l(IGF-l) seviyeleri ve genç erkek siçanlarda uzunlamasina ve kortikalradyal kemik büyümesinin kalici gecikmesine neden olur, bu da arastirmacilarin büyüyen bireylere tamoksifen verme endisesini ifade etmelerine yol açar. Tamoksifen, bipolar bozuklugu olan kisilerde maninin tedavisinde etkili olabilir. Bunun, beyindeki nöron aktivitesini düzenleyen bir enzim olan protein kinaz C'nin (PKC) blokajina bagli oldugu düsünülmektedir. 7. Dipirosetil, Bu bilesik, asilsalisilik asitler olarak bilinen organik bilesikler sinifina aittir. Bunlar salisilik asidin o-asilatlanmis türevleridir. Aromatik homomonosiklik bilesikler grubundandir. 2,3-diasetiloksibenzoik asit, salisilatlarin bir üyesi ve benzoik asitlerin bir üyesi olan bir karboksilik esterdir. Dipirosetil, analj ezik ve antipiretik olarak kullanilan farmasötik bir ilaçtir. 8. Melatonin, Melatonin, epifiz bezi tarafindan üretilen, uyku-uyaniklik döngülerini düzenleyen ve eksoj en olarak saglandiginda uykuya baslama gecikmesi üzerinde yararli etkileri olan endojen bir hormondur; tezgah üstü ek olarak mevcuttur. Epifiz bezi, beynin merkezinde (superior kollikulusun rostro-dorsalinde) fakat kanin disinda yer alan, yaklasik pirinç tanesi büyüklügünde ve çam kozalagi seklinde (adi buradan gelir) küçük endokrin bezidir. beyin bariyeri Melatonin salgilanmasi karanlikta artar ve isiga maruz kalindiginda azalir, böylece uyku-uyaniklik döngüsü de dahil olmak üzere çesitli biyolojik fonksiyonlarin sirkadiyen ritimlerini düzenler. Melatonin ayrica ruh hali, ögrenme ve hafiza, bagisiklik aktivitesi, rüya görme, dogurganlik ve üremenin düzenlenmesinde de rol oynar. Melatonin de etkili bir antioksidandir. Melatoninin etkilerinin çoguna melatonin reseptörlerinin baglanmasi ve aktivasyonu aracilik eder. Azalan melatonin üretimi, gece çalisanlarinda önemli ölçüde daha yüksek kanser oranlarinda olasi bir faktör olarak önerilmistir. Esansiyel amino asit L-triptofan, melatonin sentezinde bir öncüdür. Melatonin, triptofanin bir türevidir. Daha sonra adenilat siklaz ve bir cAMP sinyal iletim yolunun inhibisyonu üzerinde etkili olan melatonin reseptörü tip lA'ya baglanir. Melatonin sadece adenilat siklazi inhibe etmekle kalmaz, ayni zamanda fosfilpaz C'yi de aktive eder. Bu, arasidonat salinimini güçlendirir. Melatonin reseptörleri 1 ve 2'ye baglanarak, asagi akis sinyal kaskadlarinin vücutta çesitli etkileri vardir. Melatonin reseptörleri, G proteinine bagli reseptörlerdir ve vücudun çesitli dokularinda eksprese edilir. Insanlarda reseptörün iki alt tipi vardir; melatonin reseptörü l (MTl) ve melatonin reseptörü 2 (MT2). Piyasada veya klinik deneylerde bulunan melatonin ve melatonin reseptörü agonistlerinin tümü, her iki reseptör tipine baglanir ve bunlari aktive eder. Melatonin reseptörü agonistleri, reseptörlerine baglanip onlari aktive ettiginde, çok sayida fizyolojik sürece neden olur. MTl reseptörleri, merkezi sinir sisteminin (CNS) birçok bölgesinde eksprese edilir: hipotalamusun suprakiazmatik çekirdegi (SNC), hipokampus, substantia nigra, serebellum, merkezi dopaminerjik yollar, ventral tegmental alan ve nükleus akumbens. MT1 ayrica retina, yumurtalik, testis, meme bezi, koroner dolasim ve aort, safra kesesi, karaciger, böbrek, deri ve bagisiklik sisteminde de ifade edilir. MT2 reseptörleri esas olarak CNS'de, ayrica akciger, kalp, koroner ve aort dokusu, miyometriyum ve granüloza hücreleri, bagisiklik hücreleri, duodenum ve adipositlerde eksprese edilir. Melatoninin melatonin reseptörlerine baglanmasi, birkaç sinyal yolunu aktive eder. MT1 reseptörü aktivasyonu, adenilil siklazi inhibe eder ve bunun inhibisyonu, aktivasyon olmamasinin dalgalanma etkisine neden olur; azalan siklik adenozin monofosfat (cAMP) olusumu ile baslar ve daha sonra daha az protein kinaz A (PKA) aktivitesine ilerler, bu da cAMP'ye yanit veren element baglayici proteinin (CREB baglayici protein) P-CREB'ye fosforilasyonunu engeller. MT1 reseptörleri ayrica fosfolipaz C'yi (PLC) aktive eder, iyon kanallarini etkiler ve hücre içindeki iyon akisini düzenler. Melatoninin MT2 reseptörlerine baglanmasi, cAMP olusumunu azaltan adenilat siklazi inhibe eder. Ayrica guanilat siklazi ve dolayisiyla siklik guanozin monofosfatin (cGMP) olusumunu engeller. MT2 reseptörlerine baglanma muhtemelen protein kinaz C (PKC) aktivitesini artiran PLC'yi etkiler. 9. Piperazin Piperazin, yuvarlak kurt ve kil kurdu tedavisinde kullanilan bir ilaçtir. Piperazin, iki zit nitroj en atomu içeren alti üyeli bir halkadan olusan organik bir bilesiktir. Ilk olarak ürik asit için bir çözücü olarak kullanilan piperazin, antelmintik bir ajan olarak ilk kez 1953'te tanitildi. Ilaç sistemik dolasima girdikten sonra kismen oksitlenir ve kismen degismemis bir bilesik olarak elimine edilir. Vücut disinda, piperazin, ürik asidi çözme ve çözünür bir ürat üretme konusunda dikkate deger bir güce sahiptir, ancak klinik deneyimlerde esit derecede basarili oldugu kanitlanmamistir. Piperazin ilk olarak 1953'te bir antelmintik olarak piyasaya sürüldü. Piperazin bilesikleri, antelmintik etkilerine genellikle parazitleri felç ederek aracilik eder ve konakçi vücudun istilaci organizmayi kolayca uzaklastirmasina veya kovmasina olanak tanir. Ascaris lumbricoides'in (yuvarlak kurt) neden oldugu askariyazis ve Enterobius vermicularis'in (kil kurdu ) neden oldugu enterobiasis (oksiüriazis) için alternatif tedavi olarak kullanilir . Ayrica, öncelikle çocuklarda görülen bir durum olan yaygin yuvarlak kurt tarafindan kismi bagirsak tikanikligini tedavi etmek için kullanilir. Piperazin bir GABA reseptörü agonistidir. Piperzin, dogrudan ve seçici olarak kas zari GABA reseptörlerine baglanir ve muhtemelen sinir uçlarinin hiperpolarizasyonuna neden olarak solucanin sarkik felçiyle sonuçlanir. Solucan felçliyken bagirsak lümeninden disari atilir ve normal bagirsak hareketliligi ile vücuttan canli olarak atilir. 1- Efloxate: Ilacin her formunu kapsar (tablet, capsül, suppozutuar, süspansiyon, flakon, ampul, serum, Vb) Bunun yaninda temel molekül ailesi olarak benzer olan ayni etki mekanizmasi ile etkili olan kardes ilaçlarda kismen de olsa bu hastalikta etkili olabilmektedir. Patent korumasinin bu alani da kapsamasi /içermesi gerekmektedir. 2- Clindamycin: Ilacin her formunu kapsar (tablet, capsül, suppozutuar, süspansiyon, flakon, ampul, serum, Vb) Bunun yaninda temel molekül ailesi olarak benzer olan ayni etki mekanizmasi ile etkili olan kardes ilaçlarda kismen de olsa bu hastalikta etkili olabilmektedir. Patent korumasinin bu alani da kapsamasi /içermesi gerekmektedir. 3- Magnezyum: Ilacin her formunu kapsar (tablet, capsül, suppozutuar, süspansiyon, flakon, ampul, serum, Vb) Bunun yaninda temel molekül ailesi olarak benzer olan ayni etki mekanizmasi ile etkili olan kardes ilaçlarda kismen de olsa bu hastalikta etkili olabilmektedir. Patent korumasinin bu alani da kapsamasi /içermesi gerekmektedir. 4- Sulfonamidler: Ilacin her formunu kapsar (tablet, capsül, suppozutuar, süspansiyon, flakon, ampul, serum, Vb) Bunun yaninda temel molekül ailesi olarak benzer olan ayni etki mekanizmasi ile etkili olan kardes ilaçlarda kismen de olsa bu hastalikta etkili olabilmektedir. Patent korumasinin bu alani da kapsamasi /içermesi gerekmektedir. - Lincomycin: Ilacin her formunu kapsar (tablet, capsül, suppozutuar, süspansiyon, flakon, ampul, serum, Vb) Bunun yaninda temel molekül ailesi olarak benzer olan ayni etki mekanizmasi ile etkili olan kardes ilaçlarda kismen de olsa bu hastalikta etkili olabilmektedir. Patent korumasinin bu alani da kapsamasi /içermesi gerekmektedir. 6- Tamoxifen: Ilacin her formunu kapsar (tablet, capsül, suppozutuar, süspansiyon, flakon, ampul, serum, Vb) Bunun yaninda temel molekül ailesi olarak benzer olan ayni etki mekanizmasi ile etkili olan kardes ilaçlarda kismen de olsa bu hastalikta etkili olabilmektedir. Patent korumasinin bu alani da kapsamasi /içermesi gerekmektedir. 7- Dipyrocetyl: Ilacin her formunu kapsar (tablet, capsül, suppozutuar, süspansiyon, flakon, ampul, serum, Vb) Bunun yaninda temel molekül ailesi olarak benzer olan ayni etki mekanizmasi ile etkili olan kardes ilaçlarda kismen de olsa bu hastalikta etkili olabilmektedir. Patent korumasinin bu alani da kapsamasi /içermesi gerekmektedir. 8- Melatonine: Ilacin her formunu kapsar (tablet, capsül, suppozutuar, süspansiyon, flakon, ampul, serum, Vb) Bunun yaninda temel molekül ailesi olarak benzer olan ayni etki mekanizmasi ile etkili olan kardes ilaçlarda kismen de olsa bu hastalikta etkili olabilmektedir. Patent korumasinin bu alani da kapsamasi /içermesi gerekmektedir. 9- Piperazine: Ilacin her formunu kapsar (tablet, capsül, suppozutuar, süspansiyon, Ilakon, ampul, serum, vb) Bunun yaninda temel molekül ailesi olarak benzer olan ayni etki mekanizmasi ile etkili olan kardes ilaçlarda kismen de olsa bu hastalikta etkili olabilmektedir. Patent korumasinin bu alani da kapsamasi /içermesi gerekmektedir. Bulusun Uygulama Biçimi Bulus; Transvers Miyelit hastaliginin ilaç tedavisinde kullanilmak üzere gelistirilmis kompozisyon ile ilgilidir. Tedavide kullanilacak ilacin içerisinde bulunan ürünlerin oranlari; EIloxate (l) lXl, Clindamycin (2) 2x1, Magnezyum sülfat (3) 2x1, Sulfonamidler (4) 2x1, (9) 2x1, dozunda ar-ge çalismalari sonucu ortaya çikmis ürün ile ilgilidir. Bu bulus: Transvers Miyelit hastaliginin ilaç tedavisinde kullanilmak üzere gelistirilmis bir kompozisyon ilgili olup; EIloxate (l), Clindamycin (2), Magnezyum sülfat (3), Sulfonamidler (4), Lincomycin (5), Tamoxifen (6), Dipyrocetyl (7), Melatonine (8) ve Piperazine (9) kisimlarindan olusmaktadir. TR TR

Claims (1)

1.ISTEMLER Bu bulus; Transvers Miyelit hastaliginin ilaç tedavisinde kullanilmak üzere gelistirilmis bir kompozisyon ile ilgili olup; EIloxate (l), Clindamycin (2), Magnezyum sülfat (3), Sulfonamidler (4), Lincomycin (5), Tamoxifen (6), Dipyrocetyl (7), Melatonine (8) ve Piperazine (9) kisimlarindan olusmaktadir. Istem l,de bahsedilen, Transvers Miyelit hastaliginin ilaç tedavisinde kullanilmak üzere gelistirilmis bir kompozisyon ile ilgili olup; özelligi, EIloxate (lXl), dozda (l) içermesidir. Istem l,de bahsedilen, Transvers Miyelit hastaliginin ilaç tedavisinde kullanilmak üzere gelistirilmis bir kompozisyon ile ilgili olup; özelligi, Clindamycin (2x1), dozda (2) içermesidir. Istem l,de bahsedilen, Transvers Miyelit hastaliginin ilaç tedavisinde kullanilmak üzere gelistirilmis bir kompozisyon ile ilgili olup; özelligi, Magnezyum sülfat (3x1), dozda (3) içermesidir. Istem l,de bahsedilen, Transvers Miyelit hastaliginin ilaç tedavisinde kullanilmak üzere gelistirilmis bir kompozisyon ile ilgili olup; özelligi, Sulfonamidler (2Xl)) dozda (4) içermesidir. Istem l,de bahsedilen, Transvers Miyelit hastaliginin ilaç tedavisinde kullanilmak üzere gelistirilmis bir kompozisyon ile ilgili olup; özelligi, Lincomycin (2Xl)) dozda (5) içermesidir. Istem l,de bahsedilen, Transvers Miyelit hastaliginin ilaç tedavisinde kullanilmak üzere gelistirilmis bir kompozisyon ile ilgili olup; özelligi, Tamoxifen (2Xl)) dozda (6) içermesidir. 8- Istem l,de bahsedilen, Transvers Miyelit hastaliginin ilaç tedavisinde kullanilmak üzere gelistirilmis bir kompozisyon ile ilgili olup; özelligi, Dipyrocetyl (lXl)) dozda (7) içermesidir. 5 9- Istem l,de bahsedilen, Transvers Miyelit hastaliginin ilaç tedavisinde kullanilmak üzere gelistirilmis bir kompozisyon ile ilgili olup; özelligi, Melatonine (2Xl)) dozda (8) içermesidir. 10- Istem l,de bahsedilen, Transvers Miyelit hastaliginin ilaç tedavisinde kullanilmak üzere 10 gelistirilmis bir kompozisyon ile ilgili olup; özelligi, Piperazine (2Xl)) dozda (9) içermesidir. TR TR
TR2023/000876 2023-01-25 Transvers mi̇yeli̇t hastaliğinin i̇laç tedavi̇si̇nde kullanilmak üzere geli̇şti̇ri̇len kompozi̇syon TR2023000876A2 (tr)

Publications (1)

Publication Number Publication Date
TR2023000876A2 true TR2023000876A2 (tr) 2023-02-21

Family

ID=

Similar Documents

Publication Publication Date Title
Pimentel et al. A phase II randomized clinical trial of the effect of metformin versus placebo on progression-free survival in women with metastatic breast cancer receiving standard chemotherapy
Bibbiani et al. A2A antagonist prevents dopamine agonist-induced motor complications in animal models of Parkinson’s disease
Tashiro et al. Oral administration of polymer hyaluronic acid alleviates symptoms of knee osteoarthritis: a double-blind, placebo-controlled study over a 12-month period
AU2013258566B2 (en) Pyrazole derivative and use thereof for medical purposes
ES2333805T3 (es) Uso de 2-tio-3,5-diciano-4-fenil-6-aminopiridinas sustituidas en el tratamiento de nauseas y vomitos.
JP2010535169A (ja) プロテインキナーゼ阻害薬と組み合わせられたモルホリニルアントラサイクリン誘導体
TW202342031A (zh) 化合物之調配物及其用途
CN1708234A (zh) 抗氧化组合物
ES2741146T3 (es) Formulaciones farmacéuticas de nitrio y sus usos
CN102046180A (zh) 用于免疫治疗的组合物和方法
US11938123B2 (en) Use of 2,3,5-substituted thiophene compound to prevent, ameliorate, or treat breast cancers
Herrero-Beaumont et al. Use of crystalline glucosamine sulfate in osteoarthritis
US10383821B2 (en) Colchicine drug-to-drug interactions
TR2023000876A2 (tr) Transvers mi̇yeli̇t hastaliğinin i̇laç tedavi̇si̇nde kullanilmak üzere geli̇şti̇ri̇len kompozi̇syon
TWI341728B (en) Combinations comprising epothilones and anti-metabolites
US20150110865A1 (en) Cns stimulant and opioid receptor antagonist combination as a non-addictive, non-aversive and synergistic anti-obesity treatment
Prasad et al. A review on management of common oleander and yellow oleander poisoning
Srivastava Pharmacology: A book of achieving knowledge for drugs
JP2023549568A (ja) ヒトにおける治療的処置のための急速注入プラットフォーム及び組成物
KR102363043B1 (ko) Pi3 키나아제 억제제 및 세포독성 항암제를 포함하는 암의 예방 또는 치료용 약학적 조성물
EA006776B1 (ru) Фармацевтическая композиция для лечения диабетической невропатии
KR20230027226A (ko) 화학요법-유발 설사를 치료하기 위한 방법 및 조성물
TW200539859A (en) Methods for increasing neurotransmitter levels using hydroxycitric acid
TWI834838B (zh) 化合物之調配物及其用途
Gutierrez et al. Mosby's Nursing Drug Cards E-Book: Mosby's Nursing Drug Cards E-Book