TR2023018194A2 - Sali̇si̇li̇k asi̇t, hi̇ndi̇stan cevi̇zi̇ yaği, vi̇tami̇n c ve vi̇tami̇n e?yi̇ kombi̇ne halde i̇çeren nanoemülsi̇yon bazli nanokrem formülasyonlari - Google Patents

Sali̇si̇li̇k asi̇t, hi̇ndi̇stan cevi̇zi̇ yaği, vi̇tami̇n c ve vi̇tami̇n e?yi̇ kombi̇ne halde i̇çeren nanoemülsi̇yon bazli nanokrem formülasyonlari

Info

Publication number
TR2023018194A2
TR2023018194A2 TR2023/018194 TR2023018194A2 TR 2023018194 A2 TR2023018194 A2 TR 2023018194A2 TR 2023/018194 TR2023/018194 TR 2023/018194 TR 2023018194 A2 TR2023018194 A2 TR 2023018194A2
Authority
TR
Turkey
Prior art keywords
oil
vitamin
formulation
accordance
skin
Prior art date
Application number
TR2023/018194
Other languages
English (en)
Inventor
Sevi̇nc Ozakar Ruki̇ye
Orhan Eli̇f
Ozakar Emrah
Original Assignee
Atatürk Üni̇versi̇tesi̇ Fi̇kri̇ Mülki̇yet Haklari Koordi̇natörlüğü Döner Sermaye İşletmesi̇
Filing date
Publication date
Application filed by Atatürk Üni̇versi̇tesi̇ Fi̇kri̇ Mülki̇yet Haklari Koordi̇natörlüğü Döner Sermaye İşletmesi̇ filed Critical Atatürk Üni̇versi̇tesi̇ Fi̇kri̇ Mülki̇yet Haklari Koordi̇natörlüğü Döner Sermaye İşletmesi̇
Publication of TR2023018194A2 publication Critical patent/TR2023018194A2/tr

Links

Abstract

Bu buluş, anti-aging etki sağlamak üzere ölü cilt tabakasını soymak için salisilik asit, hücre yenilenmesini, beslenmesini ve gençleşmesini sağlamak için de hindistan cevizi yağı, vitamin C ve vitamin E?yi bir arada kombine halde içeren nanoemülsiyon bazlı nanokrem formülasyonları ile ilgilidir.

Description

TARIFNAME SALISILIK ASIT, HINDISTAN CEVIZI YAGI, VITAMIN c VE VITAMIN E'YI KOMBINE HALDE IÇEREN NANOEMÜLSIYON BAZLI NANOKREM FORMÜLASYONLARI Teknik Alan Bu bulus, anti-aging etki saglamak üzere ölü cilt tabakasini soymak için salisilik asit, hücre yenilenmesini, beslenmesini ve gençlesmesini saglamak için de hindistan cevizi yagi, Vitamin C ve Vitamin E'yi bir arada kombine halde içeren nanoemülsiyon bazli nanokrem formülasyonlari ile ilgilidir.
Teknigin Bilinen Durumu Yaslanma, yasayan organizmalarin temel biyolojik bir sürecidir. Cildin fonksiyon kaybi anlamina gelmektedir. Cilt, yaslanma etkilerinin en belirgin gözlendigi organlardan birisidir. Yaslanmaya bagli ciltte olusan degisiklikler koruyucu ve dengeleyici etkinin azalmasina neden olmaktadir. Yasli ciltte yara iyilesmesi de gecikir. Bunun nedeni, tüm metabolik süreçlerin, özellikle de kayip dokuyu yenilemek zorunda olan hücre çogalmasinin azalmasidir. Yasli cilt daha savunmasizdir ve dis etkilere karsi daha az dirençlidir. Buna sebep cildin ve tüm katmanlarinin incelmesidir. Dolayisiyla cildin yaslanmasi sadece kozmetik bir sorun degil ciddi bir tibbi sorun olarak görülmektedir.
Dogal yaslanma süreci olarak adlandirilan intrinsik yaslanmanin temelinde genetik faktörler ve hormonlar yer almaktadir. Yaslanmayla paralel olarak cildin bariyer isleVinde azalma, yaranin geç iyilesmesi, termoregülasyon yeteneginde azalma, epidermis ve dermis tabakalarinda degisimler, melanosit ve fibroblast sayisinda azalma, ter ve yag bezlerinde isleV kayiplari ortaya çikmaktadir.
Zaman içerisinde ciltte biriken keratinosit ve fibroblast miktari ve yaslanma hizi artar, doku sertlesir ve kirisikliklar belirginlesir. Cildin kendini yenileme yetenegi azaldigi için ciltte kirisiklik, kuruluk ve yasa bagli lekeler gibi yaslanma belirtileri daha erken ortaya çikmaktadir. Intrinsik yaslanma günes gören ve görmeyen alanlarda kuruluk, ince cilt çizgileri ve cilt atrofisi ile karakterizedir. Intrinsik yaslanma ile sonuçlanan fonksiyonel azalmalar, hücreler arasi cevabin azalmasina baglidir. Intirinsik yaslanma belirtileri, ince kirisikliklar, seffaf cilt, yag kaybi, sarkan cilt, kuru cilt, cildi sogutmak için yeterince terleyememe, beyazlayan saçlardir.
Dissal (ekstrinsik) yaslanma, cilt yaslanmasinda en önemli etmendir. Zamandan bagimsiz çesitli etkenlere bagli olarak gelisen cildin erken yaslanmasi olarak tanimlanmaktadir. Günesten gelen isinlar, cilt yaslanmasinda rol oynayan en önemli çevresel faktördür. Fotoyaslanma, ciltte görülen degisikliklerin % 90'indan fazlasi kronik günes hasarinin yol açtigi çevresel etkilere baglidir. Bu çevresel etkiler yaslanmayi hizlandirir, arttirir ya da erken baslatir. Fotoyaslanma, günes isigina maruziyet, hava kirliligi, sigara dumani, kas çatma ya da somurtma gibi tekrarlayan kas hareketleri, diyet, uyku pozisyonu ve genel saglik durumu gibi çesitli yasam tarzi bilesenlerini içermektedir. Ultraviyole (UV) isinlarina maruziyet, serbest radikal olusumuna neden olarak kolajen doku ve elastin agina zarar verir.
Dalga boyuna bagli olarak günesten gelen UV isinlari ikiye ayrilmaktadir. UVB (290-320 nm), epidermiste hasara yol açarken; uzun dalga boyuna sahip UVA (320-400 nm) dermise geçerek hasara yol açmaktadir. Böylece hücre yenilenmesi azalir ve hiperpigmentasyon, kuruluk ve kirisiklik meydana gelir.
Foto yaslanmaya ugrayan cilt kirisik, sarkik ve sert görünür ve pigmentasyon farklilasmalari gözlenmektedir.
Içsel ve dissal yaslanma birbirlerinden bagimsiz degildir ve birbirlerinin etkisini artirmaktadir. Örnegin dissal faktör olan günes maruziyetinin etkisi ciltte üretilen dogal pigmentler ile azaltilabilmektedir. Ancak, yas ilerledikçe melanositlerin sayisindaki azalma bu koruyucu etkinin azalmasina neden olmaktadir. Yaslilikta melanositlerin sayisi yaklasik %96 oraninda azalmaktadir. Ciltte yaslanma, günese maruz kalma ve cilt pigmentinin derecesine baglidir. Uzun süreli günes isigina maruz kalan ciltte, melanosit yogunlugu orani, etkilenmemis ciltten yaklasik iki kat daha fazladir. Açik tenli kisilerde fotoyaslanma daha fazla görülmektedir.
Hem intrinsik hem de ekstrinsik yaslanma nedeni ile cilt nemini kaybederek kurur, bununla birlikte ileri yaslarda hormonal nedenler ile ciltte bag dokusu proteinleri azalmaktadir. Östrojen miktarinin ani olarak azalmasi sonucu cildin kan dolasimi ve fibroblast aktivitesi azalmaktadir. Kolajen ve elastin sentezinin azalmasina bagli olarak ise ciltte kuruluk, kasinti, kirisiklik, incelme ve atrofi görülmektedir.
Bunun yani sira hyalüronik asit, sebaze ve ekrin bez salgilari da azalmaktadir.
Ayrica ter bezleri ve cilt alti kan akimi da azalmaktadir.
Aktif bilesenin dogrudan uygulanmasinin mümkün olmadigi veya bir etki kaybinin söz konusu oldugu durumlarda, kozmetik ürünlerde aktif bilesen bir tasiyici sistem içerisinde verilebilir. Çözeltiler, jeller, emülsiyonlar, süspansiyonlar, toz preparatlar ve aerosoller günümüzde klasik ilaç uygulamalari olarak kabul edilmektedir.
Klasik ilaç uygulamalarinda sik ve tekrarlanan dozda kullanimlar söz konusudur.
Hastalikli bölgeye veya belirlenen hücre, doku ya da organa salimi gerçeklesen etkin maddenin hedef bölgede yogunlasmasi için kullanilan doz miktari önemlidir.
Sisteme salimi gerçeklesen etkin maddenin yogunlasmasi için kullanilan dozun yeter miktarin altina düsmesi veya toksik düzeyin üstüne çikmasi esnasinda istenmeyen durumlar söz konusu olabilir. Bu istenmeyen durumlari konvansiyonel ilaçlar ve tedaviler ile saglamak mümkün degildir.
Topikal formulasyonlar, cilt üzerine sürülerek veya ovularak uygulanan yagli veya yagsiz sivag ile hazirlanmis, oda sicakliginda yari kati, vücut sicakliginda yumusayan preparatlardir. Yari kati formülasyonlar, homojen görünüme ve yumusak kivama sahip olup, topikal ve sistemik ilaç uygulamasinda, uygulama yerinin korunmasinda ve hidrasyonunda kullanilmaktadirlar. Yari kati formülasyonlar viskozitesi, sicakligin artmasiyla düsme egiliminde oldugundan, isiyla tersinir sistemler olarak kabul edilirler. Bu grup preparatlar arasinda merhemler, kremler ve jeller genis uygulama alani bulmaktadir.
Merhemler, cilt üzerinde kaplayici bir tabaka olusturan genel olarak yag bazli formülasyonlardir. Vücüdün isi ve su kaybini önlerler. Deri üzerinde yayilma özellikleri ise azdir. Krem, çözünmüs veya dagilmis bir veya daha fazla etkin madde içeren daha çok emülsiyon tipte hazirlanan yari kati formülasyonlardir.
Yag içinde su ya da su içinde yag emülsiyonlari seklinde formülize edilmektedirler. Su içinde yag emülsiyonlari, suda çözünen ilaçlar için uygunken; yag içinde su emülsiyonlari ise yagda çözünen ilaçlar için uygundur.
Jeller, bir jel yapici ajan ile su, aseton, alkol veya propilen glikolün kolloidal bir dispersiyonu olarak formüle edilmis organik makromoleküllerden olusan sistemlerdir. Bunlar isi ile karsilastiginda sivilasan, yagsiz ve tikayici özelligi olmayan yari kati formülasyonlardir. Jellerin hem uygulanmasi hem de yikanmasi kolaydir. Jeller tek fazli sistemde seffaf, iki fazli sistemlerdede ise opaklardir.
Jeller, bulundurdugu sivi bilesenin dogasina bagli olarak temel olarak organojel veya hidrojel olmak üzere iki türe ayrilmaktadir.
Topikal formülasyonlar için etkin madde seçiminde etkin maddenin fizikokimyasal ve biyolojik özellikleri, ürünün performansi ve üretilebilirligi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Dolayisiyla, dogru dozaj formu ve uygun ilaç konsantrasyonu seçmek önemlidir. Topikal formülasyonlar için yardimci madde seçiminde ise ilaç salimini ve krem viskozitesini kontrol eden, cilt geçirgenligini iyilestiren, ilaç formülasyon stabilitesini artiran, mikrobiyal üremeyi ve kontaminasyonu önleyen yardimci maddeler dikkate alinir. Doymus ve doymamis yag asitleri/yag asidi esterleri, hidrokarbonlar ve polioller penetrasyon artirici olarak veya viskozite düzenleyiciler olarak formülasyonlara katilmaktadir. Viskozite artiricilarin, topikal dozaj formunun ciltte tutulmasi ve ilaç penetrasyonu üzerinde önemli etkileri bulunmaktadir. Emülgatörler ise krem üretimi sirasinda emülsifikasyon sürecine yardimci olur ve ürünün raf ömrü boyunca fiziksel stabilitesini saglarlar. Bir emülsiyon formülasyonu gelistirildiginde, emülsifiye edici maddenin türü (anyonik, katyonik veya iyonik olmayan), hidrofilik-lipofilik dengesi (HLB), log P'si ve konsantrasyonu temel unsurlardir. Antioksidan seçimi ve konsantrasyonu, yalnizca farmakope bilgilerine göre nihai ürün üzerindeki etkinliginin test edilmesiyle belirlenmektedir. Formülasyonun kimyasal stabilitesini ve fiziksel uyumlulugu saglamak için tamponlayici ajanlarin kullanimasi gerekmektedir.
Sonuç olarak eski teknik/yöntemdeki eksiklikler: J Konvansiyonel topikal formülasyonlarin irritasyon, zayif penetrasyon, immun yanit (alerji) ve düsük plazma konsantrasyonu görülme olasiliginin yüksek J Mevcut tedaviler ile kisisellestirilmis ya da daha düsük doz ile tedavi saglanamamasi, J Cildin yaslanmasinin önüne geçilmesi için mevcut ilaç veya kozmetik ürünlerde Salisilik asidin, Hindistan cevizi yaginin, C ve E Vitaminlerinin bir arada olmayisi, hatta nanoemülsiyon formunda ve yeni nesil hizli penetre olabilen ve hasta uyuncu tam olan nanokrem bazli olmayislari, J Mevcut tedavi seçeneklerinde bu 4 aktif bilesenin bir arada olmamasindan kaynakli ekonomik kayip, kullanicilarin her birini ya da kombinasyonlarini ayri ayri almak zorunda kalmalari, J Geleneksel topikal ürünlerdeki yüksek doz etkin maddelerin ya da bitkisel aktif bilesiklerin olusturdugu güvensizlik ve toksisite riskleri, J Mevcut dozaj sekillerimnde görülen stabilite problemleri, J Cilt yaslanmasini önleyen ürünler içerisinde hem nanoteknolojinin hem de yeni nesil tasiyici yari kati sistemlerin bir arada olmayisi, J Mevcut konvansiyonel ilaçlar ile etkin maddelerin cilde daha iyi penetre olmasini saglayamamak; tedavinin etkinligini arttiramamak, tedavi süresini kisaltamamak ve hastalarin günlük yasam standartlarini arttiramamak, sayilabilir.
Cildin fonksiyonlarinin kaybi anlamina gelen cilt dokusunun yaslanmasi ile birlikte ciltte olusan degisiklikler koruyucu ve dengeleyici etkinin azalmasina neden olmaktadir. Özellikle içerisinde vitamin E ve vitamin C barindiran topikal yaslanma karsiti (anti-aging) formülasyonlari bu yönde ön planda yer almaktadir.
Yaslanma karsiti özellikleri nedeniyle pek çok sabit yag da bu formülasyonlara ilave edilmektedir. Hindistan cevizi yagi da bu bitkilerin basinda yer almaktadir.
Cilt yüzeyindeki kirisikliklar üzerinde hizli bir etki saglayan, kuruyan cildi yumusatan ve nemlendiren bir sabit yag olma özelligi tasimaktadir. Cildin yaslanma ve yenilenme süreçlerinde cildi soyarak (peeling etki) ölü ciltten arindiran ve cilt lekelerini gideren bilesiklerden biri olan Salisilik Asit bu formülasyonlarda sikça kullanilmaktadir. Klasik topikal formülasyonlar ile görülen problemleri (penetrasyonda azalma, birbirleriyle geçimsiz maddelerin bir arada formüle edilememesi, dozlama problemleri, negatif hasta uyuncu gibi) yeni nesil ilaç tasiyici sistemler ile asmak günümüzde ilaç endüstrisinin ve bilimsel çalismalarin odaklandigi bir alandir. Bu yeni nesil tasiyici sistemlerin topikal formülasyonlar içerisinde kullanilmalari ile birlikte; daha düsük yan etki olusumu, kompleks moleküllerin tasinmasi, birbirleri ile geçimsiz maddelerin bir arada kullanilmasi, ciltten ilaçlarin penetrasyon hizinin ve miktarinin artirilmasi ve cildin yenilenmesi ve/veya hizli iyilesmesi gibi pek çok yenilik sunulmakla birlikte hasta uyuncunun iyilestirilmesi de söz konusudur.
Bulusun Açiklamasi Bu açiklamada, anti-aging etki saglamak üzere ölü cilt tabakasini soymak için salisilik asit, hücre yenilenmesini, beslenmesini ve gençlesmesini saglamak için de hindistan cevizi yagi, Vitamin C ve Vitamin E'yi bir arada kombine halde içeren nanoemülsiyon bazli nanokrem formülasyonlari hiçbir sinirlayici etki olusturmayacak sekilde açiklanmaktadir.
Bulusun yapisal ve karakteristik özellikleri ve tüm avantajlari asagida yazilan açiklama sayesinde daha net olarak anlasilacaktir ve bu nedenle degerlendirmenin de bu açiklama göz önüne alinarak yapilmasi gerekmektedir.
Mevcut bulus; yukarida bahsedilen gereksinimleri karsilayan, tüm dezavantajlari ortadan kaldiran ve ilave bazi avantajlar getiren nanoemülsiyon bazli nanokrem dozaj formunda formülasyonlar ile ilgilidir.
Bulusun öncelikli amaci; nanoemülsiyon bazli nanokrem formunda olmasi sebebiyle daha hizli ve daha etkili bir tedavi sunmasidir. Daha düsük dozda aktif bilesenler ile daha az irritasyon ve daha az yan etki olusturmaktir.
Bulusun diger bir amaci; cildin ölü hücre tabakasini soyma, yeni hücre olusumunu uyarma, yeni hücre olusumunu hizlandirma, ciltte sikilasma ve hücre yaslanmasini geciktirme etkilerini bir arada saglamaktir.
Bulusun diger bir amaci, cilt yaslanmasini önlemede salisilik asidi, hindistan cevizi yagini, vitamin C ve vitamin E'yi ilk kez bir arada nanoteknolojik bir formülasyon halinde kisinin konforlu bir sekilde kullanmasini saglayan, daha düsük dozda aktif bilesenler ile daha etkili ve ekonomik açidan da oldukça avantajli bir formülasyon ortaya koymaktir.
Yukarida anlatilan amaçlarin yerine getirilmesi için bu bulus salisilik asit, hindistan cevizi yagi, vitamin C ve vitamin E'yi kombine halde bir arada içeren nanoemülsiyon bazli nanokrem formunda formülasyonlari içermektedir.
Nanoteknoloji kullanilarak salisilik asit, hindistan cevizi yagi, vitamin C ve vitamin E'yi nano boyuta indirilerek daha düsük dozda bu ilaçlarin kullanilabilmelerine imkan saglanmistir. Ayni zamanda absorpsiyonlarini artiracak ve de farmakolojik etkilerini hizlandiracak yenilikçi bir dozaj formu olan nanoemülsiyon bazli nanokrem seklinde tasarlanarak cilt yaslanmasinin önlenmesinde ve geriletilmesinde kullanicilarin yasam standardinin ve konforunun artirilmasi amaçlanmistir.
Cilt, güçlü bir bagisiklik sistemine sahip bir dokudur. Yaslanmayla birlikte cilt bariyerinin bozulmasi ve hassasiyetinin artmasi cilt enfeksiyonlari için uygun zemin hazirlamaktadir. Yas ilerledikçe ciltte Langerhans hücrelerinin yogunlugu ve bu hücrelerin sitokinlere yanit olarak göç edebilme yetileri azalmaktadir. T lenfositleri de sayica azalmakta ve spesifik antijenlere daha az yanit verir hale gelmektedirler. Yaslanan cildin bazi sitokinleri (interlökin-2 gibi) üretme yetenegi azalirken bazilarini (Interlökin-4 gibi) üretme yetenegi artmaktadir. Bu degisikliklerin sonucu olarak gecikmis hipersensitivite reaksiyonlarinin yogunlugunda azalma, fotokarsinogenez, kronik cilt enfeksiyonlarina karsi duyarlilikta artma ve yara iyilesmesinde gecikmeler görülmektedir. Ayrica cilt yapisindaki keratinosit ve sitokinlerin azalmasiyla bagisiklik sistemi de zayiflamaktadir.
Yas ilerledikçe ter bezleri sayisinin ve cilt alti yag tabakasinin azalmasi sonucu vücudun yalitim görevi azalmaktadir. Böylece, yasli bireylerin soguga karsi toleransi azalmakta ve hipotermi riski artmaktadir. Dokunma reseptörlerinde duyarlilik azalmistir, el ve ayaklarda sicak, soguk ve basinç duyusu da hafiflemistir. Yaslanmayla birlikte vücuttaki su kaybinin artmasi ve disaridan sivi aliminin yetersizligi sonucu cilt bütünlügü daha kolay bozulmakla beraber DNA onariminin yavaslamasi sonucu cilt kanseri riski de artis göstermektedir.
Anti-aging yaslanmayi geciktirme anlamina da gelmektedir. Cildin yaslanmasini geciktirmek ve estetik güzelligi korumak için kullanilan bir girisimdir. Baska bir ifadeyle yaslanma karsiti bakim, fiziksel ve psikolojik sagligi gelistirmeyi amaçlayan ve ömür boyu sagligi hedefleyen kisisel bakimdir da denilebilmektedir.
Genç cilt görünümü, daha az invaziv seçeneklerle bir dereceye kadar korunabilir ve kozmetik cerrahi ihtiyaci azaltilabilir. Cilt koruma ve yaslanma karsiti tedavi rejimlerinin uygulanmasi mümkün oldugunca erken baslanmali ve içsel/dissal cilt yaslanmasinin etkilerine karsi koymak için yasam boyunca sürdürülmelidir.
Kirisikliklarin tedavisinde incelen dermal kolajenin artirilmasi, epidermal döngünün düzene sokulmasi ve stratum corneumda pul pul dökülmelerin önlenmesi ön plana çikmaktadir. Stratum corneumun görünümü, cilt yüzeyini yumusatmak için emoliyan içeren bir nemlendirici ürün ve daha fazla fotohasarin önlenmesi için günesten koruyucularin kullanimi ile düzeltilebilmektedir.
Yüzdeki cildin kirisikliginin, olusan hasarin ve esnekliginin arttirilmasi için yaslanma karsiti ürünlerin kullanilmasi önerilmektedir. Bu ürünler üzerinde anti- aging etki gösteren mekanizmalara yönelik yapilmis çalismalar bulunmaktadir.
Cildin nemini arttirmak için antioksidan olarak Vitamin E kullanimi; cildin pul pul dökülmesini, hücre döngüsünün iyilestirilmesini ve ince kirisikliklar ile benekli hiperpigmentasyonu azaltmak için alfa ve beta hidroksi asitlerinin kullanimi; eksfoliasyonu artirmak için salisilik asit kimyasal peelinglerinin kullanimi örnek olarak verilebilir. Antioksidanlarin kullanimi, kök hücre tedavileri, retinoidler, hormon degisim terapileri, diyet kisitlamalari, antiprogeria stratejileri ve inflamasyona karsi koruma da tedavi yaklasimlari arasinda bulunmaktadir.
Askorbik asit, epidermiste daha yüksek konsantrasyonda olmak üzere cildin tüm katmanlarinda bulunmaktadir. Hem fotoyaslanma hem de dogal yaslanma, epidermis ve dermisteki vitamin C düzeylerini düsürebileceginden dolayi vitamin C eksikligi cilt yaslanmasina neden olur. Bu nedenle, vitamin C'nin haricen kullanilmasi, cildin yaslanmasini geciktirmek için ilgi çekici yaklasimlardan biri olarak günümüzde ön plana çikmaktadir. %5 ila %15 konsantrasyonlarda vitamin C içeren preparatlarin klinik uygulamalarinda yaslanma karsiti etkinligi kanitlanmistir. Vitamin C, sulu bir ortamda elektronlarini serbest birakarak kolayca oksitlenir. Böylece reaktif oksijen türlerini (ROS) veya serbest radikalleri ortadan kaldiran antioksidan olarak islev kazanmaktadir. Antioksidanlar, UV isinlarina maruziyet nedeniyle olusan ROS'u nötralize etmek için gereklidir.
Vitamin C, hem UVB'ye hem de UVA'ya karsi cildi korumada esit derecede etkilidir. UVA, cilt yaslanmasina ve olasi melanom olusumuna neden oldugu bildirilmistir. UVB'nin ise günes yanigina, ROS'a, epidermal mutasyonlara ve cilt kanserlerine neden oldugu bildirilmistir. UV isinlarindan korunmayi optimize etmek için, topikal bir antioksidanla birlikte günesten koruyucularin birlikte kullanimi önemlidir. Vitamin C, UV isinlarini absorplamaz ancak serbest radikalleri nötralize ederek UV isinlarina karsi koruyucu bir etki gösterir. Cilt keratinositleri, yüksek konsantrasyonlarda vitamin C biriktirme kapasitesine sahiptir. Vitamin C tek basina fotokoruma saglamakla birlikte vitamin E ile kombine kullaniminda UV isinlarina karsi daha iyi bir koruma saglamaktadir.
Vitamin E, lipofilik bir antioksidandir. Vitamin C ve vitamin E birlikte sirasiyla hücrenin hidrofilik ve lipofilik bölümlerini korumayi saglar. Vitamin C, vücuttaki çok sayida enzimatik reaksiyonda rol alan bir kofaktördür. Vitamin C, kolajen I ve ekspresyonunu destekler. Vitamin C, kolajen eksikligi oldugunda ciltteki kolajeni artirmaya yardimci olmakla birlikte kolajenin parçalanmasini da dogrudan veya dolayli olarak azalttigi bilinmektedir.
Vitamin C”nin topikal kullaniminin, cilt yaslanmasinin semptomlarini hafiflettigine ve hiperpigmentasyon tedavisinde kullanildigina dair klinik kanitlar bildirilmistir.
Yapilan çalismalarda, vitamin C”nin fotoyaslanma sürecinde ve cildin dogal yaslanmasinda kolajen kaybini önleyerek kirisikliklari azalttigi ve cildin elastikiyetini arttirdigi gösterilmistir. Vitamin C”nin dermal kolajen artirici ve cilt yaslanma karsiti etkileri, düsük vitamin C ve kolajen seviyeleri olan hastalarda daha belirgin oldugu bildirilmistir. Öte yandan, vitamin C'nin kolay oksitlenmesi (fotooksidasyon) ve hidrofilik bir bilesik olmasindan kaynakli ciltten absorpsiyonunun zor olmasi nedeniyle kullaniminda sinirlamalar bulunmaktadir.
L-askorbik asit ciltte en bol bulunan antioksidandir ve vitamin C'nin biyolojik olarak aktif formudur.
Vitamin C'nin emülsiyonlara, nanopartiküllere, Iipozomlara ve jellere dahil edilmesi ürünlerin stabilitesini ve cilt geçirgenligini arttirmaktadir. Noniyonik yüzey aktif maddeler ile hazirlanan emülsiyonlarin, olasi ters misellerin içinde tutulmasi saglanarak vitamin C'nin stabilitesini önemli ölçüde artirdigi bildirilmistir. Vitamin C, elastikiyet kaybina, kirisiklik olusumuna, renk bozulmasina ve cilt kuruluguna yol açan faktörlere maruz kalindiginda; oksitleyici temizlik ürünlerine (saç boyalari, sabunlar, deterjanlar, agarticilar) maruz kalindiginda; yanik gibi dogrudan yaralanma durumunda olusan cilt degisikliklerinde önemli bir koruma saglamaktadir. Vitamin C oral olarak alindiginda ciltteki biyoyararlanimi yetersiz kalmaktadir. Bu nedenle dermatolojik ürünlerde vitamin C kullanimi yaygin olarak tercih edilmektedir. Topikal olarak vitamin C içeren ürünlerin kirisik cilt üzerindeki etkinligi, plazma seviyeleri düsük oldugunda epidermis tabakasina iletildigi bildirilmistir. Plazma seviyeleri vitamin C ile doyuma ulastigi zaman ise topikal uygulama ile ciltteki miktarinin artmadigi bildirilmistir.
Insan hücrelerinde yagda çözünen antioksidanlarin en bol bulunanlarindan biridir.
Vitamin E'nin lipofilik olmasi, cilde kolay uygulanmasini ve ciltten kolay absorbsiyonunu saglamaktadir. Bu sebeple cilt bakim endüstrisinde vazgeçilmez bir ajan olarak varligini sürdürmektedir. Günümüzde pek çok cilt bakim ürününün bilesiminde %2-20 konsantrasyonlarinda bulunmaktadir. Vitamin E'nin en önemli etkisi doku rejenerasyonudur. Hücre içi ve hücre disi oksidatif strese maruziyet sonucunda olusan kirisikliklar ve atipik pigmentasyon ile karakterize cilt yaslanmasina karsi vitamin E içeren birçok formülasyonun cilt bariyerinin antioksidan koruyuculugunu artirdigi bildirilmistir. Vitamin E'nin antioksidan aktivitesi, vitamin C gibi biyolojik ajanlarin etkisine güçlü bir sekilde baglidir. Bu sinerjistik antioksidan aktivite, vitamin E'nin cilt yaslanmasinin önlenmesinde önemli kilmakta ve cilt tedavilerinde kullanimlari giderek yayginlasmaktadir.
Topikal olarak uygulanan vitamin E, stratum corneumun hidrasyonunu ve su tutma kapasitesini artirir. UV maruziyeti sonrasindaki eritem, ödem, günes yanigi hücre deformasyonu, lipid peroksidasyonu, immünsüpresyon gibi akut cilt cevaplarinin azalmasini da saglamaktadir. Vitamin E seviyeleri, ciltteki yag bezlerinin yogunluguna bagli olarak degismektedir. En yüksek vitamin E orani, stratum corneumun alt tabakalarinda tespit edilmisken en az oranda ise üst tabakalarinda bulundugu bildirilmistir. Epidermiste vitamin E konsantrasyonu, dermiste oldugunun iki kati kadardir. Alfa-tokoferol ve tokoferol asetat cilt bakim ürününde yer alan ve en sik kullanilan vitamin E türevleridir. Kullanimda olan kozmetik ürünlerde alfa-tokoferol genellikle %5 ya da daha az konsantrasyonlarda bulunurken tokoferol asetat genelde daha düsük konsantrasyonlarda kullanilmaktadir. Örnegin, % 0,2 oi-tokoferol içeren ürünlerin, stratum corneumda vitamin E düzeylerinde artisa neden oldugu ve in vivo lipid peroksidasyonunda azalmaya yol açarak cildi oksidatif stres ve fotoyaslanmanin olumsuz etkilerinden korudugu bildirilmistir.
Salisilik asit bir ß-hidroksi asittir. Benzoik asidin bir hidroksil türevidir ve aromatik bir alkol olan fenole bagli bir karboksilik asitten olusmaktadir. Salisilik asit keratolitik ve komedolitik özelliklere sahiptir. Salisilik asitin insan cildi üzerine kullanimi, epidermisin kalinliginda herhangi bir degisiklik olmaksizin Stratum corneum tabakasinin incelmesine neden olmaktadir. Salisilik asit korneositlerin adezyonunu azaltir ve bu hücrelerin gevsemesine ve ardindan ayrilmasina neden olur. Lipofilik bir ajan olan salisilik asit, yüzey epitel hücrelerini çevreleyen stratum corneuma kovalent olarak bagli olan hücreler arasi lipidleri uzaklastirir.
Salisilik asitin epidermis üzerindeki bu etkisi birçok dermatologlar tarafindan yüzeysel kimyasal peelinglerde sikça kullanilmaktadir. Salisilik asitin, desmogleinler de dahil olmak üzere desmozomal proteinleri ekstrakte ettigi bulunmustur. Bu etkinin bir sonucu olarak, epidermal hücrelerin kohezyonu kaybolmakta ve pul pul dökülmeye baslamaktadir. Bu nedenle, salisilik asit artik etki mekanizmasi açisindan keratolitik bir ajan olmaktan ziyade desmolitik bir ajan olarak görülmelidir. Çünkü hücreler arasi keratin filamentlerini kirmak veya parçalamak yerine hücresel baglantilari bozarak etki gösterdigi bilinmektedir.
Günlük olarak cilt bakim ürünlerinde günesten koruma faktörü 30-50 (SPF30- SPF50) olan günes kremleri kullanilmasi tavsiye edilmektedir. Lekeler üzerinde renk açici etkiye sahip formülasyonlar içerisinde yer alan salisilik asit (%2-4) ile hidrokinon, alfa hidroksi asitler, Jessner solüsyonu, trikloroasetik asit, retinoik asit, fenol, glikolik asit gibi kimyasal soyma ajanlarini içeren kombine tedaviler sikça kullanilmaktadir.
Alternatif bir peeling olarak daha güçlü bir etkiye sahip olan salisilik asit, orta derecede fotoyaslanmaya ugramis yüz cildini yenilemek için belirgin avantajlara sahiptir. Faydalari arasinda pigment lekelerinin giderilmesi, yüzey pürüzlülügünün azaltilmasi ve ince çizgilerin azaltilmasi gibi etkiler sayilabilir. Ayrica salisilik asit mükemmel bir güvenlik profiline sahiptir. Peeling, membran proteinlerinin pihtilasmasina ve epidermis ile dermisin nekrozuna neden olarak kollajeni uyarir.
Yani salisilik asit ile peeling, cildi dogrudan yaralamadan alttaki dermal dokudaki degisikliklerle karaktirizedir. Ayrica peeling esnasinda görülen ve hastanin tolere etme yetenegini de artiran anestezik bir etkiye de sahiptir. Orta düzey kimyasal peelingler, epidermis ve dermis tabakasina kadar yani dermoepidermal birlesim noktasina kadar ulasmaktadir. Cilt rengini esitlemek veya rengini açmak, kirisikliklari azaltmak ve kolajen sentezi yoluyla cilt sikiligini artirmak için kullanilirlar. Kimyasal bir peeling, yeterli kollajen sentezini gerçeklestirmek için soymali ve alt papiller dermise veya daha derinlere nüfuz etmelidir. Bu nedenle salisilik asit içeren peelingler kullanilmasi tavsiye edilmektedir.
Salisilik asitin özellikleri ve endikasyonlari kullanilan konsantrasyonuna bagli olarak degismektedir. Salisilik asit, akne vulgarisde, melazmada, inflamasyon sonrasi hiperpigmentasyonda, çillerde, lentiginesde, ince kirisikliklarda, fotohasarlarda (hafif ila orta derecede) peeling tedavilerinde kullanilmaktadir.
Hafif ve orta derecede fotohasara sahip kadinlarda yapilan bir çalismada, soyma ajani olarak salisilik asit kullanilmis; yüzey pürüzlülügünde ve pigmentli lezyonlarda iyilesme ile birlikte ince çizgilerde azalma görüldügü bildirilmistir.
Salisilik asit ayni zamanda antiinflamatuar özelliklere de sahiptir. Salisilik asitin antiinflamatuar etkisinin, % 0.5 ile %5 (w/w) arasinda oldugu bildirilmektedir.
Hindistan cevizi yagi iyi bir cilt nemlendiricisi ve yumusaticisidir. Kozmetik ve farmasötik formülasyonlarda cildin kurumasini önlemek ve korumak için yararlanilmaktadir. Hindistan cevizi yagi saç, cilt, kirpik besleyici özellikleri ile kozmetik endüstrisinde kullanilmaktadir. Kullanildigi kozmetik preparatlar arasinda günes yaglari, kremler, makyaj temizleyiciler, losyonlar, dudak balsamlari ve saç koruyucular örnek olarak verilebilir.
Aktif bilesenin dogrudan uygulanmasinin mümkün olmadigi veya bir etki kaybinin söz konusu oldugu durumlarda, kozmetik ürünlerde aktif bilesen bir tasiyici sistem içerisinde verilebilir. Çözeltiler, jeller, emülsiyonlar, süspansiyonlar, toz preparatlar ve aerosoller günümüzde klasik ilaç uygulamalari olarak kabul edilmektedir.
Günümüzde antioksidanlarin, peptitlerin, büyüme faktörlerinin ve bitkisel kökenli bilesenlerin, yeni ilaç tasiyici sistemler içerisinde uygulanmasi giderek artmaktadir. Kozmetik ürünlerde kullanilabilen bu yeni nesil ilaç tasiyici sistemler arasinda veziküler sistemler (lipozomlar, niozomlar, transferzomlar, etozomlar, novazomlar), mikropartiküller. nanopartiküller (kati polimerik partiküller; mikroküre, mikrokapsül, nanoküre, nanokapsül, nanokristaller), lipit nanopartiküller (kati lipit nanopartiküller ve nanoyapili lipit tasiyicilar), mikroemülsiyonlar ve nanoemülsiyonlar yer almaktadir. Bitkisel kökenli bilesenlerin kozmetik formülasyonlarda kullaniminda lipozom, fitozom, transferzom, nanoemülsiyon, nanopartikül, mikroemülsiyon, nanokristal, kübozomlar ve mikrosüngerler ile yapilmis çalismalar literatürde bulunmaktadir. Özellikle nanoemülsiyonlar son yillarda kisisel bakim ürünlerinde sürekli etkili kozmetikler ve aktif bilesenlerin belli cilt katmanlarina ulastirilmasinda tercih edilmektedir. Yeni emülgatörler ile nanoemülsiyonlardaki damlacik boyutunun 300 nm altina düsürülebildigi dolayisiyla deriye penetrasyonunda avantaj saglandigi görülmektedir. Küçük boyutlarindan dolayi nanoemülsiyonlar "pürüzlü" cilt yüzeyinden geçebilir ve bu sayede aktif maddelerin penetrasyonunu artirmaktadir. Bu sistemler kullanilarak ciltten su kaybi engellenebilmekte, onarici etki ile birlikte vitaminlerin stabilitesinin korunmasi da saglanmasi mümkün olabilmektedir.
Nanoemülsiyon, rejenerasyonda ve az çözünen ilaçlari hedeflemede etkin madde dagitim sistemini ve ilacin hedef bölgede kalma süresini artirmak, daha az yan etki ile sonuçlanmak için önem arz eden bir alternatiftir. Nanoemülsiyon, küçük damlacik çapina sahip, çok ince, su içinde yag dispersiyonlarindan olusturmaktadir. Yüksek yüzey alanina sahiptir ve bu da kozmetikte yüksek talep gören çok kaliteli aktif bilesenlerin cilde daha iyi iletilmesini saglamaktadir.
Nanoemülsiyon; kremlesme, sedimentasyon ve flokülasyonun gözlenmemesi nedeniyle çok az veya hiç tortu göstermezler bu da kozmetolojideki uygulamalarini geleneksel emülsiyonlardan çok daha önemli kilmaktadir.
Nanoemülsiyonlar, deri de ki biyolojik zarlari geçmek için damlaciklardaki etkin maddenin veya diger moleküllerin etkinligini arttirmaktadirlar. Etkin maddenin tasinmasi için tropikal yollar kullanilmaktadir. Nanoemülsiyonlarin topikal olarak uygulandiginda, diger topikal tedavilere kiyasla ilaç geçirgenligini arttirmaktadir.
Topikal uygulama hastanin uyumu, kolayligi gibi avantajlar sunmaktadir.
Kozmetik endüstrisinde topikal ürünler; nemlendiriciler, yaslanma karsiti kremler, losyonlar seklinde genis çapta uygulanmaktadir.
Nano boyutlu ilaçlarin tasinmasinda kullanilan bu nanokrem formülasyonlari, son yillarda anti-aging etkileri için kozmetik sektöründe oldukça popüler olarak kullanilmaya baslanmistir. Nanoemülsiyonlarin anti-aging potansiyeli üzerine çok çesitli çalismalar devam etmektedir. Bu sayede ince çizgilerin azaltilmasi ve cilt sikilasmasi saglanabilmektedir.
Bu sorunlari ortadan kaldirmak için etkin maddenin dozunu azaltan, dozlama araligini uzatan, yan ve toksik etkileri azaltan ve/veya ortadan kaldiran, etkin maddeyi hedef bölgeye ulastiran ilaç tasiyici sistemlerin (nano ilaç tasiyici sistemler gibi) günümüzde kullanimi giderek yayginlasmaktadir. Kozmetik ürünlerin istenilen, beklenen veya hedeflenen özelliklerinde, bilesimlerinde yer alan hammadde veya sistemlerin etkisi oldukça önem tasimaktadir. Kisisel temizlik ve bakim kapsaminda; özel performans beklenilen kozmetik ürünlerin basarisinda gelismis ilaç tasiyici sistemlerin kullanimi önem tasimaktadir.
Gelismis bu ilaç tasiyici sistemler sürekli etki saglamak, geçimsiz bilesenleri ayni formülde verebilmek, aktif bilesenlerin stabilitesini artirmak, maddelerin irritan özelligini azaltmak ve deriye penetrasyonunu arttirmak gibi benzersiz özelliklere sahip olabilmektedir.
Bulus ile cildin yaslanmasiyla birlikte meydana gelen istenmeyen degisiklikleri (akneler, lekeler, pigment farkliliklari gibi) azaltan; cildin yenilenme sürecine katkida bulunup cildin daha genç ve canli kalmasini saglayan; ciltte peeling etkisi ile ölü cildi uzaklastirip yeni cilt hücrelerinin olusumunu hizlandiran ve cildin sikilasmasini saglayan bir formülasyon gelistirilmistir.
Bu sebeple vitamin E ve vitamin C ile antioksidan etki olusturup ince çizgilerin önüne geçmeyi; salisilik asit ile peeling etkisi olusturup ölü cilt hücrelerini temizlemeyi; hindistan cevizi yagi ile cildi nemlendirerek cildi beslemeyi hedefleyen yeni nesil bir ilaç tasiyici sistem formülasyonlari gelistirilmistir.
Bu bulus, hindistan cevizi yagini, salisilik asidi, vitamin E ve vitamin C etkin maddelerini nanoemülsiyon halinde yeni nesil bir krem formülasyonu içerisinde kombine halde cilt yaslanmasinin etkin bir biçimde önlenmesi ve/veya geriletilmesinde kullanilmasi muhtemel formülasyonlar ile ilgilidir. Bu sayede cilde daha hizli penetre olmasi ve böylece daha hizli etki alinmasi beklenmektedir.
Bulusun tercih edilen bir uygulamasinda Tablo 1 ile verilen eanoemülsiyon formülasyonu ve Tablo 2 ile verilen nanokrem formülasyonu miktarlara uygun olarak asagida belirtilen en az bir yardimci madde içermektedir: J Ayçiçegi yagi, hindistan cevizi yagi, susam yagi, oleik asit, pamuk yagi, zeytinyagi, badem yagi, kanola yagi, keten tohumu yagi, findik yagi, etil oleat veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir dogal yag fazi (daha tercihen ayçiçegi yagi, Tablo 1); J Compritol 888 ATO, Gelot 64, izopropil miristat, sodyum lauril sülfat, 85 gibi), Lesitin, Gelucire® çesitleri, Caprylol 90, Lauroglycol 90, Labrasol®, Labrafil® çesitleri, Captex® çesitleri, Brij® 72, Capmul® çesitleri, Poloxamer 407 veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir yüzey aktif madde (daha tercihen izopropil miristat, Tablo 1); J Compritol 888 ATO, Gelot 64, izopropil miristat, sodyum lauril sülfat, 85 gibi), Lesitin, Gelucire® çesitleri, Caprylol 90, Lauroglycol 90, Labrasol®, Labrafil® çesitleri, Captex® çesitleri, Brij® 72, Capmul® çesitleri, Poloxamer 407 veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir yüzey aktif madde (daha tercihen Gelucire 48/16, Tablo 1); Ayçiçegi yagi, hindistan cevizi yagi, susam yagi, oleik asit, pamuk yagi, zeytinyagi, badem yagi, kanola yagi, keten tohumu yagi, findik yagi, etil oIeat veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir dogal yag fazi (daha tercihen hindistan cevizi yagi; Tablo 2); Ayçiçegi yagi, hindistan cevizi yagi, alfa tokoferol (Vitamin E), susam yagi, oleik asit, pamuk yagi, zeytinyagi, badem yagi, kanola yagi, keten tohumu yagi, findik yagi, etil oIeat veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir dogal yag fazi (daha tercihen alfa tokoferol (Vitamin E); Ayçiçegi Yagi, hindistan cevizi yagi, susam yagi, oleik asit, pamuk yagi, zeytin yagi, badem yagi, kanola yagi, keten tohumu yagi, findik yagi, etil oIeat veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir dogal yag fazi (daha tercihen ayçiçegi yagi, Tablo 2); Compritol 888 ATO, Gelot 64, izopropil miristat, sodyum lauril sülfat, 85 gibi), Lesitin, Gelucire® çesitleri, Caprylol 90, Lauroglycol 90, Labrasol®, Labrafil® çesitleri, Captex® çesitleri, Brij® 72, Capmul® çesitleri, Poloxamer 407 veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir yüzey aktif madde (daha tercihen Compritol ; Lanette-O (setostearil alkol), stearik asit, setil alkol, stearil alkol veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir nanokrem bazini olusturan madde (daha tercihen Lanette-O, Tablo 2); Lanette-O (setostearil alkol), stearik asit, setil alkol, stearil alkol veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir nanokrem bazini olusturan madde (daha tercihen stearil alkol, Tablo 2); Compritol 888 ATO, Gelot 64, izopropil miristat, sodyum lauril sülfat, 85 gibi), Lesitin, Gelucire® çesitleri, Caprylol 90, Lauroglycol 90, Labrasol®, Labrafil® çesitleri, Captex® çesitleri, Brij® 72, Capmul® çesitleri, Poloxamer 407, oleik asit, etil oIeat veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir yüzey aktif madde (daha tercihen oleik asit, Tablo 2); PEG 40 hydrojene hint yagi, etil oIeat, oleik asit, Compritol 888 ATO, izopropil miristat, sodyum lauril sülfat, Poloxamer 188, Tweenler (20, 40, 60, Caprylol 90, Lauroglycol 90, Labrasol®, Labrafil® çesitleri, Captex® çesitleri, Brij® 72, Capmul® çesitleri, Poloxamer 407 veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir yüzey aktif madde (daha tercihen PEG 40 Tablo 1. Nanoemülsiyon Formülasyonu Bilesen Adi Agirlikça kullanilabilir miktar (%) Vitamin E 0,5-10,0 Ayçiçegi Yagi 0,5-15,0 Vitamin C 0,5-20,0 Salisilik Asit 0,1-5,0 Izopropil Miristat 0,5-10,0 Gelucire 48/16 0,5-10,0 Ultra saf su 40,0-95,0 Bilesen Adi Agirlikça kullanilabilir miktar (%) Vitamin E 0,5-5,0 Tatli Badem Yagi 0,5-10,0 Vitamin C 0,5-10,0 Salisilik Asit 0,5-5,0 Compritol 888 ATO 0,5-10,0 Lanetto-O 1,0-5,0 Stearil AIkoI 1,0-5,0 OIeik Asit 0,5-10,0 PEG 40 Hydrojene Hint Yagi 0,5-10,0 Ultra saf su 10,0-45,0 Nanoemülsiyon Formülasyonu 25,0-75,0 Bulusun tercih edilen nanoemülsiyon uygulamasinda gelistirilen formülasyon; hindistan cevizi yagi, vitamin E, ayçiçegi yagi, vitamin C, salisilik asit, izopropil miristat, Gelucine® 48/16 ve ultra saf su içermektedir.
Bulusun tercih edilen bir nanokrem uygulamasinda gelistirilen formülasyon; hindistan cevizi yagi, vitamin E, tatli badem yagi, vitamin C, salisilik asit, Compritol 888 ATO, Lanetto-O, stearil alkol, oleik asit, PEG 40 hydrojene hint yagi, ultra saf su ve Tablo 1'deki nanoemülsiyon formülasyonunu içermektedir.
Bulusun örnek bir uygulamasinda gelistirilen nanoemülsiyon formülasyonu su islem adimlari izlenerek hazirlanmaktadir: Yag fazini olusturan bilesenler 10mL'lik cam bir viyal içerisine sirasiyla vitamin E, hindistan cevizi yagi, izopropil miristat ve ayçiçek yagi 1 mg hassasiyete sahip bir terazide tartilir. Su fazini olusturan bilesenler 15mL'lik cam bir viyal içerisine sirasiyla salisilik asit, Gelucine® 48/16, vitamin C 1 mg hassasiyete sahip bir terazide tartilir. En son olarak bu faz üzerine ultra saf su eklenir. Su ve yag fazlari ayri ayri çok noktali karistiricida 750 rpm hizda 30 dakika süreyle karistirilirlar. Daha sonra her iki faz, isiticili bir manyetik karistiricida 50 °C sicaklik uygulanarak 750 rpm hizda 10 dakika süreyle karistirilirlar. Her iki faz tamamen çözündükten sonra su fazi yag fazi üzerine damla damla bir 22 G enjektör yardimiyla 2 dakika süreyle damlatilir.
Devaminda 1 dakika 2000 rpm vortekslenir. Devaminda elde edilen kaba emülsiyon ultrasonik bir prob araciligiyla 4 dakika süreyle % 60 güç uygulanarak sonike edilir. Nanoemülsiyonlar elde edilir.
Bulusun örnek bir uygulamasinda gelistirilen nanokrem formülasyonu su islem adimlari izlenerek hazirlanmaktadir: Yag fazi için 10mL'lik bir behere sirasiyla hindistan cevizi yagi, vitamin E, tatli badem yagi tartilir. Daha sonra sirasiyla Lanette-O, stearil alkol, Compritol 888 ATO ve Acconon 0-44 1 mg hassasiyete sahip bir terazide tartilir ve behere aktarilir. Su fazi için ise 15mL'lik cam bir viyal içerisine sirasiyla salisilik asit ve vitamin C 1 mg hassasiyete sahip bir terazide tartilir. Daha sonra üzerine Tween 20 ilave edilir. En son ultra saf su tartilarak viyal içerisine eklenir. Su ve yag fazlari ayri ayri isiticili bir manyetik karistiricida 70 °C sicaklik uygulanarak 750 rpm hizda 5 dakika süreyle karistirilirlar. Her iki faz tamamen çözündükten sonra su fazi yag fazi üzerine hizlica aktarilir. Oda sicakligina gelinceye kadar elde edilen kremler bir cam baget yardimiyla karistirilirlar. Oda sicakligina gelen krem formülasyonu üzerine nanoemülsiyon formülasyonu ilave edilir ve homojen bir karisim olusuncaya kadar cam bagetle karistirilarak nanokrem formülasyonlari elde edilir.

Claims (1)

  1. STEMLER Nanoemülsiyon bazli nanokrem dozaj formunda bir formülasyon olup, özelligi; hindistan cevizi yagi, salisilik asit, vitamin E ve vitamin C kombinasyonu içermesidir. Istem 1'e uygun formülasyon olup, özelligi; hindistan cevizi yagi, salisilik asit, vitamin E ve vitamin C'ye orani 1:1 :1 .33:.6.67 olmasidir. Istem 1'e uygun formülasyon olup, özelligi; 25-150 mg arasinda bir miktarda arasinda bir miktarda vitamin C ve 25-150 mg arasinda bir miktarda salisilik asit içermesidir. Istem 1”e uygun formülasyon olup, özelligi; 75 mg hindistan cevizi yagi, 100 mg vitamin E, 500 mg vitamin C ve 75 mg salisilik asit içermesidir. Istem 1”e uygun nanoemülsiyon formülasyonu olup, özelligi; Ayçiçegi yagi, hindistan cevizi yagi, susam yagi, oleik asit, pamuk yagi, zeytinyagi, badem yagi, kanola yagi, keten tohumu yagi, findik yagi, etil oleat veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir dogal yag fazi; Ayçiçegi yagi, hindistan cevizi yagi, susam yagi, oleik asit, pamuk yagi, zeytinyagi, badem yagi, kanola yagi, keten tohumu yagi, findik yagi, etil oleat veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir ilave dogal yag fazi; Compritol 888 ATO, Gelot 64, izopropil miristat, sodyum lauril sülfat, 85 gibi), Lesitin, Gelucire® çesitleri, Caprylol 90, Lauroglycol 90, Labrasol®, Labrafil® çesitleri, Captex® çesitleri, Brij® 72, Capmul® çesitleri, Poloxamer 407 veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir yüzey aktif madde; Compritol 888 ATO, Gelot 64, izopropil miristat, sodyum lauril sülfat, 85 gibi), Lesitin, Gelucire® çesitleri, Caprylol 90, Lauroglycol 90, Labrasol®, Labrafil® çesitleri, Captex® çesitleri, Brij® 72, Capmul® çesitleri, Poloxamer 407 veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir ilave yüzey aktif madde; Ultra saf su içermesidir. Istem 1”e uygun nanokrem formülasyonu olup, özelligi; Ayçiçegi yagi, hindistan cevizi yagi, susam yagi, oleik asit, pamuk yagi, zeytinyagi, badem yagi, kanola yagi, keten tohumu yagi, findik yagi, etil oleat veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir dogal yag fazi; Compritol 888 ATO, Gelot 64, izopropil miristat, sodyum lauril sülfat, 85 gibi), Lesitin, Gelucire® çesitleri, Caprylol 90, Lauroglycol 90, Labrasol®, Labrafil® çesitleri, Captex® çesitleri, Brij® 72, Capmul® çesitleri, Poloxamer 407 veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir yüzey aktif madde; Lanette-O (setostearil alkol), stearik asit, setil alkol, stearil alkol veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir nanokrem bazini olusturan bir madde; Lanette-O (setostearil alkol), stearik asit, setil alkol, stearil alkol veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir nanokrem bazini olusturan ilave bir madde; Compritol 888 ATO, Gelot 64, izopropil miristat, sodyum lauril sülfat, 85 gibi), Lesitin, Gelucire® çesitleri, Caprylol 90, Lauroglycol 90, Labrasol®, Labrafil® çesitleri, Captex® çesitleri, Brij® 72, Capmul® çesitleri, Poloxamer 407, oleik asit, etil oleat veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir ilave yüzey aktif madde; PEG 40 Hydrojene Hint Yagi, etil oleat, oleik asit, Compritol 888 ATO, izopropil miristat, sodyum lauril sülfat, Poloxamer 188, Tweenler (20, 40, 60, Caprylol 90, Lauroglycol 90, Labrasol®, Labrafil® çesitleri, Captex® çesitleri, Brij® 72, Capmul® çesitleri, Poloxamer 407 veya bunlarin kombinasyonunu içeren gruptan seçilen en az bir ilave daha yüzey aktif madde; Ultra saf su içermesidir. Istem 5'e uygun formülasyon olup, özelligi; dogal yag fazi olarak ayçiçek yagi içermesidir. Istem 5'e uygun formülasyon olup, özelligi; yag fazi sürfaktani olarak izopropil miristat içermesidir. Istem 5”e uygun formülasyon olup, özelligi; su fazi sürfaktani olarak Gelucire 48/16 içermesidir. Istem 5'e uygun formülasyon olup, özelligi; su fazi olarak ultra saf su içermesidir. Istem 6'ya uygun formülasyon olup, özelligi; dogal yag fazi olarak tatli badem yagi içermesidir. Istem 6'ya uygun formülasyon olup, özelligi; yüzey aktif madde olarak Istem 6'ya uygun bir formülasyon olup, özelligi; nanokrem bazini olusturan bir madde olarak Lanette-O (setostearil alkol) içermesidir. Istem 6'ya uygun formülasyon olup, özelligi; nanokrem bazini olusturan bir madde olarak stearil alkol içermesidir. Istem 5”e uygun formülasyon olup, özelligi; aroma verici ajan olarak vanilin içermesidir. Istem 6'ya uygun formülasyon olup, özelligi; yüzey aktif madde olarak oleik asit içermesidir. Istem 6'ya uygun formülasyon olup, özelligi; yüzey aktif madde olarak PEG 40 hydrojene hint yagi içermesidir. Istem 5'e uygun bir formülasyon olup, özelligi; hindistan cevizi yagi, vitamin E, ayçiçegi yagi, vitamin C, salisilik asit, izopropil miristat, Gelucire® 48/16 ve ultra saf su içermesidir. Istem 6'ya uygun formülasyon olup, özelligi; hindistan cevizi yagi, vitamin E, tatIi badem yagi, vitamin C, salisilik asit, Compritol 888 ATO, Lanetto-O, Stearil Alkol, Oleik Asit, PEG 40 hydrojene hint yagi, ultra saf su ve Istem 5'teki nanoemülsiyon formülasyonunu içermesidir. Istem 18”e uygun formülasyon olup, özelligi; toplam agirliga göre hindistan Istem 19”a uygun formülasyon olup, özelligi; toplam agirliga göre hindistan nanoemülsiyon formülasyonu % 25,0-75,0 içermesidir.
TR2023/018194 2023-12-25 Sali̇si̇li̇k asi̇t, hi̇ndi̇stan cevi̇zi̇ yaği, vi̇tami̇n c ve vi̇tami̇n e?yi̇ kombi̇ne halde i̇çeren nanoemülsi̇yon bazli nanokrem formülasyonlari TR2023018194A2 (tr)

Publications (1)

Publication Number Publication Date
TR2023018194A2 true TR2023018194A2 (tr) 2024-02-21

Family

ID=

Similar Documents

Publication Publication Date Title
Salvioni et al. The emerging role of nanotechnology in skincare
US20100247693A1 (en) Cosmetic formulation to treat rosacea telangiectasia
US20130195925A1 (en) Anti aging application and method for treating aging
CA2866527C (en) Use of isoeugenol esters in treating hyperpigmentation
JP2006514657A (ja) しわ、細かいすじ及び発汗過多の治療のための組成物及び伝達方法
MXPA04000002A (es) Agente con un contenido de gasa (aceite), que contiene un extracto de cebolla su preparacion y su utilizacion para el cuidado, la prevencion o el tratamiento de un tejido cutaneo danado, en particular de cicatrices.
US20210338634A1 (en) Putrescine slow-release topical formulations
WO2001034099A9 (en) Soy depigmenting and skin care compositions
JP2004503481A (ja) ココア抽出物をベースとした化粧料用及び/又は皮膚科用組成物
GB2451224A (en) Cosmetic composition comprising an exfoliant, astringent, antioxidant and moisturiser
US20160175223A1 (en) Anti-aging compositions comprising bile acid-fatty acid conjugates
JP2023165989A (ja) ざ瘡及び/又は過剰角質化に関連する状態の処置をする方法
BR102013030307A2 (pt) Sistemas de dois componentes para liberar ácido ascórbico estabilizado
CA3112116A1 (en) Low ph skin care composition and methods of using the same
EP1514536B1 (en) Use of topical compositions
US20080057138A1 (en) Restorative skin cream
US11918666B2 (en) Topical formulations comprising strontium and methylsulfonylmethane (MSM) and methods of treatment
WO2016154020A1 (en) Methods for reducing sebum production and/or excretion
JP5165299B2 (ja) 皮膚外用剤
TR2023018194A2 (tr) Sali̇si̇li̇k asi̇t, hi̇ndi̇stan cevi̇zi̇ yaği, vi̇tami̇n c ve vi̇tami̇n e?yi̇ kombi̇ne halde i̇çeren nanoemülsi̇yon bazli nanokrem formülasyonlari
JP2011246354A (ja) 皮膚外用剤
Verma et al. 9 Nanoemulsions as drug delivery system in cosmetology
JP6823938B2 (ja) 皮膚外用剤
Axioti et al. Skin Aging and Vesicular Delivery Systems
Darbre Cosmeceuticals