TARIFNAME TRAKEOTOMI BAGIMLISI OLAN HASTALARIN UST VE ALT HAVAYOLLARININ REHABILITASYONU içiN GELISTIRILEN BIR HAVAYOLU BAGLANTI ciHAzi Teknik Alan Bulus, trakeotomi bagimlisi olan hastalarin 'üst ve alt hava yollarinin isitilmasi ve nemlendirilmesi ile koku ve tat rehabilitasyonu için gelistirilmis bir havayolu baglanti cihazi ile ilgilidir. Teknigin Bilinen Durumu Trakeotomi veya trakeostomi isleminde, hastanin boyun cildinden geçilerek soluk borusu (trakea) ön duvarina bir delik açilir ve bu delige yerlestirilen bir tüp araciligiyla, hastanin kendiliginden veya makine yardimi ile nefes alabilmesi saglanir. Trakeotomiye bagimli hastalarin büyük çogunlugunu girtlak kanseri nedeniyle girtlagi çikarilmis (larenjektomi operasyonu yapilmis) hastalar olusturur. Ayrica bronkopulmoner displazi veya diyafram veya yardimci solunum kaslarinda felce neden olan nörolojik hastaliklari olan (ALS ve benzeri) hastalar, inme veya motor nöron hastaligi olan hastalar ve ileri derecede obstr'L'iktif uyku apne sendromu olan hastalarda da, geçici veya kalici olmak miktar soluk borusu (trakea) halkasi ve 'üstte dil kökü ve hipofarenks mukozasinin bir bölümüne kadar olan alan çikarilmaktadir. Soluk borusu ise boyun cildine agizlastirilarak dikilir ve hasta bu açikliktan nefes alip vermeye baslar. Iç kisimda ise hastanin yemek borusunun 'üst kismi dil köküne dikilir ve gastrointestinal (mide- bagirsak) sistem ile havayolu sistemi birbirinden ayrilmis olur. Kesintisiz bir gastrointestinal sistem olusturulmasina ragmen, 'üst ve alt havayolu artik geri dönüssüz bir sekilde birbirlerinden ayrilmistir. Trakeotomiye bagimli olan diger hastalarda ise, nefes borusu cilde agizlastirilmaz ancak, hastanin akcigerlerine ulasan hava, yine benzer sekilde direkt olarak trakeotomi tüpünden içeri çekilen ortam havasi olmakta, bazi durumlarda ise burun ve agiz yolu ile solunum kismen veya tamamen ortadan kalkmaktadir. Bu hastalarda, ortam havasinin, burun mukozasi tarafindan isitilmadan ve nemlendirilmeden, trakeotomi tüpü içerisinden geçerek dogruca akcigerlere ulasmasi nedeniyle, alt ve üst solunum yolu mukozasini ilgilendiren birçok olumsuzlukla karsilasilmaktadir. Yeterli bir sekilde isitilmamis ve nemlendirilmemis hava alt solunum yollarinda yapisal ve fonksiyonel bozukluklara yol açmaktadir. Nefes verme esnasinda ise, saglikli kisilerde, akcigerlerden çikan nemli ve isitilmis hava, vücudu burun ve sinus bosluklarindan geçerek terkeder. Bu solunum paterni üst havayollarinin anatomi ve fizyolojisi için elzemdir. Trakeotomiye bagimli hastalarda ise, akcigerden gelen hava trakeotomi tüpü içerisinden geçerek ortama verilir ve burun bosluklari solunuma istirak etmez. Buna bagli olarak, burun ve sinus bosluklarinin yüzeyini döseyen mukozada hem yapisal hem de islevsel kayiplar ortaya çikar. Bu hastalarda bu nedenle koku ve tat bozukluklarina da siklikla rastlanir. Larenjektomi sonrasi hastalarin yasam kalitelerinde ciddi azalmalar ortaya çikar. Girtlagin, en iyi bilinen fonksiyonu olan ses üretimi disinda, alt hava yollari ile baglantiyi saglamak ve alt hava yollarini gidalarin geçisine karsi korumak gibi iki ana görevi daha vardir. Larenjektomi sonrasi kesintisiz bir gastrointestinal sistem olusturuldugu için, girtlagin koruyuculuk fonksiyonuna artik gerek kalmaz. Ses üretimi ve hava yolu bütünlügünün saglanmasi islevleri ise geri dönüssüz olarak ortadan Larenjektomililerde ses rehabilitasyonu için tanimlanmis birçok teknik vardir. Ozefageal konusma teknigi, çesitli trakeoözefageal santlar ve elektrolarenks veya ses protezi kullanimi gibi birçok metot kullanilarak ses rehabilitasyonunda basarili sonuçlar elde edilmistir. Bununla beraber, ses kaybi kadar hizli ortaya çikmayan ve daha az dramatik sonuçlar doguran baska olumsuzluklar da, trakeotomi ile yasamak zorunda kalan hastalarin yasam kalitelerinde ciddi azalmaya yol açmaktadir. Bu olumsuzluklar iki ana baslik altinda siniflandirilabilir; (i) üst ve alt hava yollarinin yetersiz isitilmasi ve nemlendirilmesi ile ilgili problemler ve (ii) koku ve tat alma duyusunun tedricen azalmasi ile iliskili problemler. (i) üst ve alt hava yollarinin yetersiz isitilmasi ve nemlendirilmesi ile ilgili problemler: Nazo-Iarengo-trakeal (burun, girtlak ve soluk borusu) hava akiminin ortadan kalkmasi, inspiryum (nefes alma) ve ekspiryum (nefes verme) esnasinda alt solunum yollarinin yeterli isi ve neme sahip olmayan havaya maruz kalmasina ve üst solunum yollarinin bu sürecin herhangi bir noktasina istirak edememesine sebep olur. Alt ve üst havayollarini döseyen mukozada ultrastrüktürel degisiklikler ortaya çikar ve mukosiliyer fonksiyon bozulur. Yetersiz nemlendirmeye bagli olarak havayolu salgilari daha az akiskan ve tikayici hale gelir. Bu hastalarda havayolu enfeksiyonlari, trakea epitelinin kabuklanmasi ve hatta metaplazisi ile birlikte, alveolar düzeyde oksijenasyon sorunlari yasanabilmektedir. (ii) koku ve tat alma duyusunun tedricen azalmasi ile iliskili problemler: Bu hastalarda koku ve tat alma bozukluklari zaman içinde ortaya çikar. Bunun nedeni burun içerisindeki hava akiminin kesilmesidir. Ortamda bulunan koku molekülleri, saglikli bir insanda, nefes alma esnasinda yaratilan negatif basinç etkisiyle burun bosluguna çekilir ve buradan burun içerisindeki koku alma bölgesine ulasir. Larenjektomili hastada ise nefes alma esnasinda burunda herhangi bir hava akimi gerçeklesmez. Hem koku moleküllerinin buruna ulasamamasi hem de yetersiz isitilma ve nemlendirmenin sebep oldugu olumsuzluklar neticesinde, burun tavaninda yer alan ve koku almadan sorumlu bölge olan olfakt'or nöro-epitelinde dejenerasyon gelisir. Ortamda bulunan kokularin tespit edilememesi (önden arkaya dogru koku alma, anterograde olfaksiyon) yasam kalitesini ve sevincini anlamli derecede azaltir (çiçek, parfüm, kahve veya yakinlarinin kokusunun alinamamasi durumu). Bazi durumlarda ise, gaz kaçagi veya duman kokusu alinamamasi hayati tehlikelere yol açabilir. Koku alma duyusu azaldikça, tat duyusunda da azalma da ortaya çikar. Saglikli bir tat alma fonksiyonu için, agiz içinde çignenen yiyeceklerden kaynaklanan koku molekülleri, nazofarenks (geniz) araciligiyla agiz içinden alinip, burun boslugunun çatisindaki koku alma alanina transfer edilmelidir. Bu transfer, nefes verme esnasinda, küçük dilin arkasindan geçen bir hava akimi olusmasi sayesinde mümkün olur. Bu koklama islemine ise retrograd olfaksiyon (arkadan 'öne dogru koku alma) denir. Retrograd olfaksiyon yoklugu, tat duyusunu ortadan kaldirmaktadir. Teknik alanda, traketomiye bagimli hastanin mevcut tibbi durumunu agirlastiracak ekstra bir yük olusturmadan ve hastayi herhangi bir makineye baglayip kisitlamadan, hastanin soluk borusu ve burnu arasindaki baglantiyi yeniden baglamak suretiyle, yukarida bahsedilen olumsuzluklarin rehabilitasyonunu saglamak için gelistirilmis yeni tibbi cihazlara ihtiyaç duyulmaktadir. Teknigin bilinen durumunda, üst ve alt hava yollarinin yetersiz isitilmasi ve nemlendirilmesi ile ilgili çesitli uygulamalar bulunmaktadir. Bu uygulamalar, trakeotomiye bagimli hastalarda alt solunum yollarinin nemlendirilmesi ve isitilmasi için bazi metotlar gelistirilmistir. Bu amaçla sicak veya soguk su buhari üreten nebülizatbrler ve bu buhari havayoluna yönlendiren hava pompalari, tasinabilir nebülizatbrler, nebulizatörden gelen havanin akcigere ulasmasi için trakeal maskeler, valfleri kullanilmistir. Trakeal maske: Yüksek hacimli nebulizatör veya hava kompresörüne baglanan bir boru, seffaf bir maske kismi ve iplerden olusur. Tek basina nemlendirme `özelligi yoktur. Hastanin hareketlerini kisitladigi için sadece uyku esnasinda veya geceleri kullanilir. Soguk hava kompresörlü nebülizatörler: Oda sicakligindaki havayi nebülizatörden geçirerek, nebüliaztörde aerosolize hale getirilen su damlaciklari trakeal maske araciligiyla akcigerlere ulastirilir. Hastayi kisitlayici olmasi nedeniyle uyku esnasinda veya istirahat esnasinda kullanilabilir. Kalsiyum birikimini engellemek için steril ve demineralize su kullanmak gereklidir. Bir güç kaynagina ihtiyaç duymasi, tamir ve bakim maliyetleri ve çalisma esnasinda kompresörün çikardigi gürültü, bu cihazlarin dezavantajlari olarak sayilabilir. Ayrica, solunum yollarinda nem ile birlikte gerekli olan isi bu cihazlarla saglanamamaktadir. Bu cihazlar, bir hava kompresbrü, bir nemlendirme odasi, isitma devresi, isi bçlüm probu, steril su portlari ve trakeal maskeden olusur. Alt solunum yollarinin hem nemlendirilmesi, hem de isitilmasi amaciyla tasarlanmislardir. Güç kaynagina ihtiyaç duymasi, tamir ve bakim maliyetleri, hastanin serbest dolasimina izin vermedigi için uykuda veya istirahatte kullanilma gerekliligi gibi dezavantajlara sahiptir. Nemlendirme için steril ve demineralize su kullanilmalidir. Bu cihazlar genellikle kagit veya süngerden bir filtre içerir. Hastanin soluk verme esnasinda verdigi havanin nem ve isisini filtrelerinde tutarlar. Nefes alma esnasinda, soguk ortam isisi bu filtreden geçerek, nisbeten daha nemli ve ilik bir halde akcigerlere ulasir. Hastalar hareket halinde bile bu filtreleri kullanabilir. Ancak nemlendirme ve isitma oranlari, isiticili nemlendiricilerden çok daha düsüktür. Filtrenin kapasitesinin dolmasi veya deforme olmasi durumunda degistirilmeleri gereklidir. Konusma valfleri: Bu cihaz hem Iarenjektomili olan ve trakeo - özefageal ses protezi kullanan hastalarda, hem de trakeotomiye bagimli hastalarda kullanilmaktadir. Asil amaci, hastanin ekstra bir efor harcamasina gerek olmadan, nefes alma esnasinda açilip, nefes verme esnasinda kapanan valfi sayesinde, akcigerlerden gelen havayi ortama vermeyip, ve agiz bosluguna yönlendirerek konusmaya izin vermektir. Normalde hastalar, isaret parmaklarini kullanarak trakeotomi deligini kapatip, öyle konusmaktadir. Bu cihazin tek yönlü yapisi sayesinde, soluk verme esnasinda ortaya çikan sicak ve nemli hava direkt ortama salinmamakta ve vücut içerisinde kalmaktadir. Bu cihazda ekstra nemlendirici bir filtre olmayip, her soluk alista soguk ve kuru ortam havasi akcigerlere girdigi için etkinligi yüksek degildir. Ses protezi kullanmayan Iarenjektomili hastalarda nefes borusu ile yemek borusu arasinda bir geçis olmadigi için, bu cihazin kullanimi mümkün degildir. Tüm bunlara ek olarak, gerek total Iarenjektomili hastalarda, gerekse aspirasyon gibi nedenlerle balonu sisirilmis durumda trakeotomi kanülü kullanan hastalarda, yukarida adi geçen yöntemlerin hiç biri, üst hava yollarinin her soluk alis ve veris esnasinda nemlendirilmesini ve isitilmasini saglayamamaktadir. Teknik alanda bulunan koku ve tat alma duyusunun tedricen azalmasi ile iliskili uygulamalar ise asagida özetlenmistir. Koku alma bozuklugunu düzeltmeye yönelik çabalar, ortam havasini hastanin burun bosluguna ulastirma amaci tasimistir. Ilk öne sürülen metot, spiral bir tüp kullanarak, bu tüpün bir ucunu trakeostomaya baglamak, diger ucunu hastanin agzina sokmak ve dudaklari siki bir sekilde kapali iken hastaya nefes alip vermesini söylemek yöntemiydi. Bu metoda 'Iaryngeal by-pass' adi verildi. Bu yöntemin nazo-oro-trakeal (burun, agiz ve nefes borusu arasindaki) hava akimini sinirli bir sure için de olsa yeniden saglayabildigi ancak hastalar tarafindan tolere edilemez ve sürdürülemez olarak tanimlandigi bildirilmistir. Nazal havayolu ind'ukleyici manevra (kibar esneme) (bukkofarengeal koklama) olarak literatürde tanimlanmis olan yöntemde ise hastalara, dudaklari kapali iken, agiz tabani ve dil kök'un'u asagi dogru bastirmalari ve bu sekilde oral kavitede negatif basinç yaratmalari ögretilir. Bu sayede burun deliklerinin hemen önünde bulunan belirli bir hacimdeki ortam havasi burun bosluguna ulasmaktadir. Bu yöntem, bir ögrenme egrisine Ihtiyaç duyar ve ayrica, ortam havasinin pasif bir sekilde tespit edilmesi mümkün olmamaktadir. Koku almak için anlik ve istemli bir manevra yapilmasina ihtiyaç: vardir. Çesitli kokularla doldurulmus sikilabilir veya vantilatörlü burun maskelerinin kullanilmasi suretiyle koku duyusunu alan sinir hücrelerinin kullanilmamaya bagli hasar görmesi engellenmeye çalisilmis ancak bu yöntem hastaya pasif veya aktif koku alabilme yetenegi kazandiramamistir. Bahsedilen metotlar arasinda, güzel ve hos kokularin yaninda zararli veya tehlikeli kokulari hem aktif hem de pasif bir sekilde tespit edebilme imkani veren tek metot, hastalar tarafindan tolere edilemez bulunan Iarengeal by-pass metodudur. Sonuç olarak, yukarida anlatilan olumsuzluklardan dolayi ve mevcut çözümlerin konu hakkindaki yetersizligi nedeniyle ilgili teknik alanda bir gelistirme yapilmasi gerekli kilinmistir. Bulusun Kisa Açiklamasi Mevcut bulus, yukarida bahsedilen gereksinimleri karsilayan, tüm dezavantajlari ortadan kaldiran ve ilave bazi avantajlar getiren, trakeotomi bagimlisi olan hastalarin için gelistirilmis bir havayolu baglanti cihazi ile ilgilidir. Bulus, mevcut durumlardan esinlenerek olusturulup yukarida belirtilen olumsuzluklari çözmeyi amaçlamaktadir. Bulusun ana amaci, hem 'üst ve alt havayollarinin yetersiz isitilmasi ve nemlendirilmesi hem de koku ve tat duyularinin azalmasi sorunlarinin sebep oldugu olumsuzluklari ortadan kaldiran yeni bir cihaz elde etmektir. Bulus konusu cihaz ile 'üst ve alt havayollari arasindaki baglantiyi yeniden tesis etmek amaçlanmaktadir. Havayollarinin isi ve nem kayiplarinin rehabilitasyonu ile koku ve tat duyularinin korunmasi disinda, açikligi kapatilarak, eller serbest konusma valfi olarak kullanilabildigi bir konusma modu bulunmaktadir. Bu konusma modu, piyasada bulunan konusma valflerine benzer sekilde fonksiyon görmektedir. Bulusun sahip oldugu üç farkli mod sayesinde, hem üst hem de alt hava yollarinin dogal yollarla nemlendirildigi ve isitildigi, hem koku ve tat fonksiyon bozukluklarinin efektif bir sekilde rehabilite edilebildigi, hem de Iarenjektomi sonrasi ortaya çikan konusma bozuklugunda kullanilan rehabilitasyon yöntemlerine anlamli bir destek saglanabildigi bir cihaz ortaya koyulmaktadir. Hasta bu cihaz sayesinde gün içerisinde veya uykuda, yemek yerken veya aktivite halinde iken, herhangi bir güç kaynagina ya da yapay isitici veya nemlendirici malzemeye ihtiyaç duymadan, herhangi bir bakim veya tamir masrafini hesaba katmadan hem ait hem 'üst hava yollarinin nemlendirilmesi ve isitilmasi ihtiyacini ortadan kaldirmaktadir. Bulusa konu olan cihazin, teknigin bilinen durumunda yer alan yapilanmalardan farkli olarak, sagladigi teknik avantajlar, asagida Iistelenmistir. - Ust ve alt havayollarini fizyolojik seviyelerde nemlendirebilmekte ve isitabilmektedir. . Havayollarini nemlendirmek için sarf malzemesi olarak steril, demineralize su ve benzeri sarf malzemeleri kullanmamaktadir. o Kullanimi esnasinda hastanin hiçbir hareketi kisitlanmamaktadir. o Bakim ve tamir maliyeti yoktur. . Güç kaynagina ihtiyaç duymamaktadir. . Hasta baska birine ihtiyaç duymadan bu cihazi kullanabilmektedir. o Es zamanli oksijen tedavisine imkan tanimaktadir. o Koku ve tat rehabilitasyonu açisindan diger yöntemlere gore hem kullanim kolayligi hem de burun bosluguna ulastirilan hava bakimindan bariz üstünlüklere sahiptir. . Hem ozefageal konusma hem de ses protezi kullanan hastalarin konusma rehabilitasyonuna yardimci olmaktadir. Bulus konusu cihaz, alt ve üst solunum yollarinin anatomik ve fonksiyonel kayiplarini saglikli insanlara benzer bir seviyeye gelecek sekilde rehabilite edebilmekte ve enfeksiyon, kabuklanma, mukosiliyer fonksiyon kaybi gibi durumlarin ortadan kaldirilmasi saglamaktadir. Bunlarin da ötesinde, burun bosluklarina ortam havasinin efor harcanmadan ulastirilmasi sayesinde hem kötü ve tehlikeli, hem de hos kokular, saglikli insanlardaki gibi spontan olarak algilanabilmektedir. Yemek yeme esnasinda agizda çignenen yemegin kokusu da, üst hava yollarinda yeniden tesis edilen hava akimi sayesinde burundaki koku alma merkezine ulasabilmekte ve bu sayede hem tat hem de koku duyusu benzersiz bir sekilde rehabilite edilebilmektedir. Ust hava yollarina akcigerden gelen havayi ulastiran bu sistemden, Iarenjektomi sonrasi özefageal konusma tercih eden hastalar da fayda görmektedir. Hatalar normalde, efor harcanarak ve agiz açilarak yutulan, daha sonra agiz içerisinden özefagusa gönderilmesi gereken havaya, zahmetsizce, nefes verme esnasinda, burnun arka bölümüne hava üfleyen nazal kanüller sayesinde ulasabilmektedirler. Bulusun yapisal ve karakteristik özellikleri ve tüm avantajlari asagida verilen sekiller ve bu sekillere atiflar yapilmak suretiyle yazilan detayli açiklama sayesinde daha net olarak anlasilacaktir ve bu nedenle degerlendirmenin de bu sekiller ve detayli açiklama göz önüne alinarak yapilmasi gerekmektedir. Bulusun Anlasilmasina Yardimci Olacak Sekiller Sekil 1*de bulusa konu olan cihazin genel görünümü verilmektedir. Sekil 25de bulusa konu olan cihazin farkli bir açidan genel görünümü verilmektedir. Sekil Site merkezi ünitenin üzerine oturdugu silindirik baz ünite ve yapiskan bantin genel görünümü verilmektedir. Sekil 4lte nazal kanül ve irtibatli komponentlerin genel görünümü verilmektedir. Sekil 5=te cihazin hasta tarafindan kullanimi verilmektedir. Sekil Bida cihazin hasta tarafindan kullanimi farkli bir açidan verilmektedir. Parça Referanslarinin Açiklamasi A Cihaz 1 Merkezi ünite 2 Valf 3 Nazal kanül 4 Silindirik baz Kapak 6 Ortam havasina açilan giris 8 Trakeotomi girisi 9 Ayarlanabilir klips Oksijen portu 11 Kanülün merkezi üniteye giren kismi Bulusun Detayli Açiklamasi Bu detayli açiklamada, bulusa konu olan cihazin (A) tercih edilen yapilanmalari, sadece konunun daha iyi anlasilmasina yönelik olarak açiklanmaktadir. Bulus, trakeotomi bagimlisi olan hastalar için gelistirilmis bir havayolu baglanti cihazi (A) ile ilgilidir. Söz konusu cihaz (A), medikal sinif silikondan üretilmektedir. Sekil 1 ve Sekil 2'de bulusa konu olan cihazin (A) genel görünümü verilmektedir. Bulusa konu olan cihaz (A), bir merkezi ünite (1) içermektedir. Cihaz (A) ayrica, merkezi üniteye (1) baglanan ve burun bosluklarina uzanan bir adet nazal kanül (3) içermektedir. Merkezi ünite (1) üzerinde trakeotomi tüpüne baglanma amacina uygun olarak yapilandirilmis bir açiklik bulunmaktadir ve bu açiklik cihazin arka kisminda bulunmaktadir. Trakeotomi tüpü kullanmayan Iarenjektomili hastalarda ise, merkezi ünite (1), ürün ambalaji içinde bulunan, yapiskan tabanli silindirik baz (4) üzerine monte edilmektedir. Yapiskan bantli silindirik baz (4), trakeotomi tüpü kullanmayan hastalarda cihazin (A) vücuda montaji için gereken parça islevi görmektedir. Trakeotomi tüpüne baglanan açikliga ek olarak, cihaz (A) üzerinde en az iki adet açiklik daha bulunmaktadir ve cihazin (A) üzerindeki toplam üç adet açiklik, T veya Y seklinde bir tüp ile birbirlerine baglanmaktadir. Bu açikliklardan sagda konumlu olana nazal kanül (3) bagli haldedir. Diger açiklik içindeki tüpte ise, nefes alma esnasinda hava geçisine izin veren, nefes verme esnasinda kapanan diyafram seklinde bir valf (2) bulunmaktadir. Söz konusu valf (2), ortam havasinin nefes alma esnasinda içeri girmesine izin veren ancak nefes verme esnasinda çikisi kapatarak, havayi burun bosluguna açilan bosluga yönlendiren, tek tarafli çalisan bir yapidir. Bulus konusu cihazin (A) kullaniminda, hasta nazal kanülü (3), burnuna takar ve söz konusu nazal kanülün (3) borusunu kafasinin arkasindan geçirir. Sag elini kullaniyorsa boruyu sag tarafa alir ve çenenin altindan geçirerek boyunda orta hatta dogru uzatir. Daha sonra merkezi üniteyi (1) eline alir ve sag tarafta bulunan ve nazal kanül (3) isareti bulunan açikliga tüpü sokarak sikistirir. Sol elini kullaniyorsa, merkezi üniteyi (1), arka açiklik sabit olacak sekilde, 180 derece çevirerek, nazal kanül (3) isareti bulunan açikligi sol tarafa getirir ve nazal kanülü (3) buraya baglar. Daha sonra merkezi ünitenin (1) arka açikligini trakeotomi tüpünün üzerine getirerek cihaz (A) ile trakeotomi tüpünü birlestirir. Hasta eger trakeotomi tüpü kullanmiyorsa, trakeal stoma (trakeanin cilde agizlastirildigi yer) çevresindeki cilde, ürün içerisinden çikan yapiskan bantli silindirik bazi (4) yapistirir ve merkezi üniteyi (1) buraya sabitler. Bundan sonra tek yapmasi gereken nefes alip vermektir. Bu esnada yürüyebilir, yemek yiyebilir, su içebilir, hatta uyuyabilir. Bu süreçte, herhangi bir alanda kisitli kalmasi gerekmez. Her nefes alista akciger negatif basinç olusturur. Bu negatif basinç trakeaya ve buradan da arkadaki açiklik araciligiyla merkezi ünitenin (1) içerisinde yer alan T veya Y seklindeki tübüler yapiya ulasir. Bu negatif basincin etkisiyle tek tarafli valf (2) açilarak, soldaki açikliktan içeriye ortam havasini alir ve bu hava akcigere ulasir. Es zamanli olarak merkezi ünitenin (1) diger açikligina bagli olan nazal kanül (3) içerisinde de negatif basinç olusur ve bu basinç nedeniyle burun deliklerinin önünde bulunan ortam havasi, burun bosluklarindan geçerek isitilip, nemlendirilir ve nazal kanülün (3) içine dolar. Daha sonra kanül'un borusu araciligiyla merkez üniteye (1) ve oradan da trakeaya ve akcigerlere ulasir. Nefes verme esnasinda ise, akcigerlerden cikan nemli ve isitilmis hava merkezi üniteye (1) ulasir. Merkezi üniteye (1) ulasan hava, tek tarafli hava geçisine izin veren valf (2) sayesinde, ikinci çikistan çikamayacak ve havanin tamami üçüncü çikisa yönlendirilecek, buradan da silikon boru araciligiyla nazal kanüle (3) ulastirilacak ve burun bosluguna üflenecektir. Bu valf (2) sayesinde, akcigerde isitilmis ve nemlendirilmis hava, ortama direkt salinmayacak, bunun yerine saglikli insanlarda oldugu gibi, burun bosluklarindan geçerek ve bu bölgeyi isitip, nemlendirerek, vücudu terk edecektir. Hastaya ekstra oksijen verilmesi gereken durumlarda nazal kanül (3) borusu üzerindeki oksijen portuna (10), oksijen borusu baglanarak, nemlendirme ve isitma islemine devam edilebilir. Bulus konusu cihazin (A) üç çalisma modu bulunmaktadir. Modlar arasi geçis sag ve sol açikliklarin kapak (5) kullanilarak kapatilmasi suretiyle yapilmaktadir. Ilk mod; regüler veya standart nemlendirme ve isitma modudur. Ikinci mod; yogun nemlendirme ve isitma modudur. Uçüncü mod ise eller serbest konusma modudur. Standart nemlendirme modunda ikinci ve üçüncü açiklik kapak (5) ile kapatilmayacaktir. Bu modda, hasta nazal kanülünü (3) burnuna yerlestirir ve kafasina uygun olacak sekilde sikistirma amaçli ayalanabilir klips (9) kullanarak nazal kanülünü (3) sabitler. Nazal kanülünün (3) diger ucunu, merkezi ünitenin (1) valf (2) içermeyen açikligina yerlestirir ve bu haliyle merkezi üniteyi (1) trakeostomi tüpüne veya stoma çevresine yapistirilan bant üzerindeki silindirik baza (4) baglar. Cihazin (A) arka baglantisi (açikligi), tercihen mm çapindaki standart silikon trakeotomi tüp girislerine uyacak ve baglanti yerinde kalacak sekilde açili bir iç yapiya sahiptir. Bastirarak ve çekmek suretiyle takmak veya çikarmak mümkündür. Bu konumda hasta nefes aldigi anda, ortam havasi hem tek tarafli valfin (2) oldugu açikliktan direkt olarak, hem de daha dolayli bir sekilde, burun boslugunda yer alan kanül uçlari tarafindan çekilmek suretiyle burun boslugundan geçerek nazal kanüle (3), buradan merkezi üniteye (1) ve son olarak da trakeaya ulasmaktadir. Bu sayede akcigerlere sadece kuru ve soguk ortam havasi degil, burun bosluklarindan geçerken isitilmis ve nemlendirilmis hava da ulasmaktadir. Nefes verme esnasinda ise akcigerlerden gelen sicak ve nemli hava, direkt dis ortama atilmayacak, dis ortama açilan açikligin çikisindaki tek tarafli valfin (1) kapanmasi sayesinde tamamen burun bosluklarina ybnlendirilmektedir. Bu esnada burun ve sinus bosluklari ve üst hava yolunun diger tüm bölgeleri, saglikli bir insandakine benzer sekilde, nefes verme esnasinda üst hava yollarina ulasan ve fizyolojik hacim, isi ve nem oranina sahip ekspiryum havasina maruz kalabilecektir. Her bir solunum döngüsü edilebilecek ve her nefes alista, akcigerlere burun yolu ile ulasan her nefes bu sekilde nemlendirilmis ve isitilmis olacaktir. Alt solunum yollarina ulasan havanin daha yogun bir sekilde isitilmasi ve nemlendirilmesi istenirse, ikinci modda (yogun nemlendirme ve isitma modunda) ise, ortam havasini içeri alan valfli (2) açikligin girisi, kapak (5) ile kapatilarak yogun nemlendirme ve isitma moduna geçilebilir. Bu modda, sadece ortam havasina açilan ve içerisinde valf (2) bulunan açiklik kapak (5) ile kapatilacaktir. Bu modda, hastanin sanki dis ortama açilan bir trakeotomisi yokmusçasina, nefes aldigi zaman ortam havasi sadece burun bosluklarindan geçerek nazal kanüle (3), oradan merkezi üniteye (1) ve trakeaya ulasir. Kesintisiz bir nazo-trakeal (burun-trakea) köprüsü kurulmus olur. Nefes verme esnasinda, hava ayni sekilde burun bosluklarindan geçerek vücudu terkeder. Hastanin ekstra oksijen tedavisine ihtiyaç duymasi durumunda, merkezi üniteden (1) burun bosluklarina uzanan tüp üzerinde bulunan oksijen portu sayesinde, isitma ve nemlendirmeye ara vermeden, oksijen tedavisi gerçeklestirilebilir. Uçüncü modda, (eller serbest konusma modunda) ise, merkezi ünitenin (1), sagdaki nazal kanül (3) açikligi kapak (5) ile kapatilir. Bu modda, tübüler yapinin sol tarafindaki ortam havasi açikligindan hava girer ve akcigere ulasir. Nefes verme esnasinda ise tek tarafli valf (2) kapali olacagindan tüm hava merkezi ünitenin (1) içerisinden nefes borusuna döner. Bu noktada hasta larenjektomili ise ve trakeoözefageal sant veya ses protezi kullaniyorsa, olusan yüksek basinç nedeniyle hava santa veya ses protezinin açikligina yönlendirilerek, yemek borusu üst segmente ulastirilarak, konusma saglanabilir. Larenksi saglam olan hastalarda ise, hava Iarenks ve agiz içine yönlendirilir ve konusma saglanir. Bu mod, Iarenjektomisi olan ancak trakeoözefgeal fistülü veya ses protezi olmayan hastalarda kullanilamaz. Teknik alandaki mevcut problemleri çözmek ve bahsedilen amaçlari yerine getirmek üzere, bulus; trakeotomi bagimlisi olan hastalar için gelistirilmis bir havayolu baglanti cihazi (A) olup; 0 Bir açiklik ile irtibatli olan ve ortam havasinin nefes alma esnasinda içeri girmesine izin veren ancak nefes verme esnasinda çikisi kapatarak, havayi burun bosluguna açilan bosluga yönlendiren, tek tarafli çalisan bir valf (2), o Içerisinde hava kanallari, üç adet açiklik ve söz konusu açikliklardan birinde yer alan bir adet tek yönlü çalisan söz konusu valf (2) bulunan bir merkezi ünite (1), . Söz konusu merkezi üniteye (1) baglanan ve burun bosluklarina uzanan, nefes alma esnasinda ortam havasinin burun bosluklarindan geçirilerek merkezi üniteye (1) ulasmasini saglayan ve nefes verme esnasinda akcigerden gelen havayi burun bosluklarina üfleyen en az bir nazal kanül (3), o Cihazin (A) modlari arasi geçis yapmak üzere, açikliklarin kapatilmasini saglayan bir kapak (5) içermektedir. TR TR TR